Ezo Masalı Şiiri - Hayrettin Taylan

suskun bir haldeyim sularıma suların karışmadı
susuz haldeyim su halini özlüyor içimdeki bebek
tüm heveslerden pınarlar akıtmanı bekliyor ruhumun angısı
akil bir buluşun bulmacasında soru gibisin sorul ve sarıl bana
soruluyorsun dönencemde dünya dönmezken bana
hatırı sayılı acıların yanış kasrında kafiyelendik uzaklara
sen orda oralığın aralığına olasılıksız özlemin tayfı
ben burda buralı değilimin dengisinde dingin bir fırat
dicle olup ruhumun mezopotamyasında gülüşlerinle gelmeni
el ele basra da denizimize dökülmemi beklerken aşk kıtmirin yoldaşlığında
elaziz azizliklerinde ben azizliğin azizi sen azmin azizesi

üreğimin mağarasında beni senden vuran militanlara karşı tek kurşunum kaldı
o da ya bana gelmeyi vurmak ya da bende kalmayı
antik bir kavuşmanın kentindeyim ben gayrı Avesta'nın babasıyım
zinde bir geliş ve özüne eklenmiş ehil özlerin sözlemi
ben ve sen kadar sen
üşüyen iki yüreğin mağmada saklı kalışı gibi
beni senden çağır ezo
beni bende ağırla ezo
gül bayramında dikenlerini bülbüller temizlesin de öle ölümlü kal bana
aşkın yörüngesine seni fırlattı tutuluşlarım
biten dünyamın uydusu olurken ay bana küskün yıldızlar ağlıyor
boyun eğen delişmenliğimin sevilmişliğinde sevilmek sana
dün yarına bugün hayrına özlemler eklediğim son muammam,,
çözümsüz bir soru gibi çözülmek senin en sevilme halinde
aşk şiire şiir aşka şair her gıdıma karışmışken
senli bir kitabın kapağında gözlerin bir de gece seslerin
senden bu kadar varken bu kadar sen nasıl oldum
bilinmeyenlerin ilgisinde gayrı kaynasın ezo gelin
çok açıktım beni bana verin uzatın ezo gelini
içeceğim biraz birazdan içeceğim
gerisini ateş ve aşk düşünsün ben içmelerdeyim ben sevmelerdeyim