Ezmanın Işığı
Balmumundan dökülmüş bir heykel gibi,
içi dışı kauçukla sarılmış yüzler,
şeytan tükürüğüyle yıkanmış insanlar…
Hak diye bağıran diller
lime lime olmuş bir sancak gibi,
kirli bir elbise gibi paçavra;
maskeleri dokunduğu her rengi solduruyor.
Bahar, küskünlüğünü rüzgâra fısıldar;
sonbahar, kırık kelimeler taşır;
derin suların kalbinde
bembeyaz yürekler yüzüyor;
acının içinde çiçek açan yürüyüşler var,
her adımda zaman çatırdıyor,
her nefeste gökyüzü titriyor.
Varoluşta yenilmez bir tutku gibi
ezmanın aydınlığını sinesine yaslamış;
bakışında bahar yeşerir,
ay ile güneşin ortasında
esrarengiz bir ışık yanıyor,
dilinde kıvılcım, yüreğinde yıldırım.
Ve bazı gözler,
geceleri de ışığa çevirir;
her nefeslerinde kırılan zamanın
yeni filizlerini büyütür;
rüzgar gibi süzülür,
fezada kayar,
yanan bir yüreğin küllerinden
yeni bir dünya doğar,
her damlası acı, her parıltısı umut.
Kayıt Tarihi : 15.9.2025 00:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!