Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Parayı har vurup harman savuruyorsunuz
Eşyaları hor hor kullanıyorsunuz
Israf etmekten zevk alıyorsunuz
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Bizim gençliğimizde bolluk yoktu
Yamalı giysi haddinden çoktu
Yinede insanların gözleri toktu
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Bir elbisemiz olurdu adı gerilik
Düğünlerde bayramlarda giyerdik
Sonra çıkarır bohçalar gizlerdik
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Bir kumaş almıştım ince kadife
Fistan diktim etekleri yerde
Gelinlere verirdim giysinler diye
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Ömrümüz yoklukla gelipte geçti
Alnımız açık başımız dikti
Kıskançlık nedir kimse bilmezdi
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Halı yoktu kilim yoktu sergi yoktu
Kadınlar oturur hasır dokurdu
Hasırı dokuyacak cil bile yoktu
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Dağların eteğinden toprak alırdık
Toprağı getirip tandır yapardık
Ekmeyi pişirip yere sarardık
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Sobamız yoktu ocak yakardık
Üfleye üfleye toza dumana batardık
Kirli tencerelerde yemek yapardık
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Yatağımız yoktu çulda yatardık
Otları doldurup yastık yapardık
Şal dokumayı üzerimize alıp öyle yatardık
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Tahta kaşıklarla yemek yerdik
Ağaç küleklerle suya giderdik
Çukur kazar patatesi yere gömerdik
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Ne arabamız vardı nede atımız
Ne katımız vardı nede yatımız
İki göz odada geçti hayatımız
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Ntasımız vardı nede sahanımız
Ne bardağımız oldu nede çatalımız
Böyle geçti OĞUL bu hayatımız
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz
Erzurum /24.02.2008 Zernişan Aydoğan
Kayıt Tarihi : 26.2.2008 22:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

BAŞTAN SONA HAKLILIK YÜKLENMİŞ MUHTEŞEM BİR ESER.
SİZDE EZE BİZDE DEZZE.
TEBRİKLER CAN BACIM.
SELAM VE DUA İLE.
Yürekten kutluyorum.
Kaleminiz hep yazsın
Sevgiyle kalın.
Bir şiirimle eşlik etmek istedim.
....Eskiye Özlem.......
Şimdi gençler o günleri bilemez
Gençliğimi gizlemeyi özledim
Üç, beş kadın bir yorganı ilemez
Yün döşeği yüzlemeyi özledim
Sabah kalkar Tülüce'ye giderdim,
Merkep ile bir yük odun ederdim,
Daha sonra gider, oğlak güderdim.
Eşek binip bizlemeyi özledim.
Sabah erden çorbamızı içerdik,
Tırpan ile gider, ekin biçerdik,
Her fırsatta goska, goska gezerdik
Köy içinde söylemeyi özledim.
Rüzgâr çalar dudaklarım kururdu,
Anam benim başucumda dururdu
Krem yoktu, yapay ilaç vururdu
Acıları nazlamayı özledim
Biz kalkmadan yayıkları yayardı
Ekmek için tandırı da kayardı
Ana yumak, abla ekmek yapardı
Pekmez ile bazlamayı özledim
Kantarmada, derelerde çimerdik
Akşamüstü köy içinde gezerdik
Bir pantolu yıkar, yıkar giyerdik
Döşek altı düzlemeyi özledim
Tepeden aşağı kızak kayardık
Kimler fazla düştü onu sayardık
Kağnının okuna dayak dayardık
Öküzleri beslemeyi özledim
Dam üstüne çıkar gülle oynardık
Yağmur yağdığın da damı loğlardık
Biri suya girse önce boylardık
Boyumuzu gizlemeyi özledim
Çoğu zaman harçlıkları katardık
Fasulyeyle nohut toplar satardık
Yaz günleri dam üstünde yatardık
Yıldızları izlemeyi özledim
Mahir derki o günlerim güzeldi
Lastik çarık ile tüm gün gezerdi
Ayak kokar cümle âlem bezerdi
Kundurayı özlemeyi, özledim
__________Mahir Başpınar
Şıratı tutmazdı delinmiş torba
Kırk yama olurdu geydiğin urba
Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz.....(E.Y.)
Sayın Aydoğan'ın ezik hâtıralarına katılıyor ve kendisini kutluyorum.
Doğru söze ne denir..
Kaleminize sağlık...=)))))
______________________
TÜM YORUMLAR (15)