Zaman, kanlı yüreğiyle kirli bir kederin içinden geçerken, tüm yakın ve uzak çağları diriltecek ak yonca bir yüz, bana ezel yıldızım diyordu.
Ben ki; yeni gezegenlere mayalansın diye birçok şiirimi yıllarca suda bekletmiştim. Ömrüm boyunca gecelerin siyah zifiri saçlarını sığınak etmiştim kendime.
Umutsuzluğun kanatlarına asılı olan parçalarımı hangi soluk tutardı. Son istasyonu bekliyordum intihar etmek için.
İçimi donatan ve düşlerimde saklı olan gözlerin bir tatlı sözüyle, altın kanatlı ışıklarda hayat bulmuştum.
Zarif ve alabildiğine alımlı bir kızın, ışık yeşili kaldırımlara sinen kokusu gibi, gözlerime asılı kalmıştı bu hayat dolu sözlerin sahibi. Okyanus vurgunu beynimden sevdalı gemiler geçmekteydi. Sessizliğimin derinliğine ise sevinç yüklü insancıl donanmalar sığınmıştı.
Kederli akbabaların kuşattığı yüreğimden sıyrılan tenim, ihanet siyahı olan üçüncü gözden hesap sormaktaydı artık.
Çoğu zaman, dilimi gecenin sis perdesi, aklımı ise çorak toprakların kokusu yalamıştı. Sitem dolu akmıştı içime kederli ırmakların, başı eğik kolları. Kuruyan sarı batak sazlıklardan geçmiştim. Derinliğime sürünerek inen zehirli bir yılanın ferinden başka, beni kanatlı rüzgârlarım bile anlamamıştı.
Hep sevgililerin tutuşan ellerinde terlemişti gözlerim. Yüzümün silinmez talihine kazıdığım sırlarım ise ışığa hasret kalan kirpiklerimde üşüyordu. Yusuf’ un düştüğü kuyu kadar hasrettim gün ışığına ve Züleyha kadar çaresiz. Ellerimle yüreğimi doğrarken, ruhum acı içinde gökyüzüne karışıyordu.
Ah, çıplak gözlerimle gördüğüm cennet çiçeğim, kuruyan dallarıma akan ışıklı ırmağım, sesimi duyan, sesini duyduğum, uykumun rüyası, gelmiş ve geçmiş tüm güzelliklerin özeti olan ak yoncam, Kutlu altın yıldızlarım, alaca karanlıkta siyahlaşan damarlarımda kurudu. Bahar tatmadı ki dilim, sabahıma yeni bir gelincik büyüsün. Gecenin karanlık saçlarını keder içinde okşayan kanım ise tacını kaybettiği için yıllarca kendi ışığını aradı durdu.
Yüreğime biriktirdiğim sevginin tanrısal gücü, mor menekşeler açsın diye kırlara, şafağın atmasını bekliyordu.
Durdum ve dua ettim birçok gölgelerde.
Kanatları altın bir güneşin soluğunda parlamanın artık çok güç olduğunu benimseyen kalbim, kendisini salıvermişti zamanın köpüğüne. Neredeydi ölüm. Geç kalmıştı. Üşüyordum.
Issız yellerin oyaladığı garip bir ruh telaşında varlık sürecini tamamlamaya çalışan bedenim, yaşadığı kentin üzgün caddelerine sığmaya çalışıyordu.
Bu daracık vadide öksüz düşler büyüttüm. Ölüm tehlikesi atlatan ayrılıklar yaşadım. Aç yırtıcılarla bölüştüm yalnızlığımı. Yabanıl otlarla paylaştım uykularımı. Her uyanışımda kaybettiklerimi gördüm.
Kaybettiğim sendin. Kaybettiğim, yüreğinden akıttığın terin tuzundan, güneşin batmasına yakın bana söylediğin ezel yıldızım sözündü. Hiçbir söz bu kadar ay ışığı değildi.
Tanrım, bu ışıldayan ve renginin güzelliğinde bir vadiyi dolduran madalyayı almak için kaç milyar yıl dua ettim. Kaç milyar masum yüzlü çocuğun yüzüme bakışı ve gülüşüydü bu. Islak güneşlerde yıkanan yeşilin tüm tonlarından yapraklar düşmüştü gönlüme.
Karanlık ormanlarda büyüyen fısıltılarım, gönlümden bir yol bulup dilime gelemeyen sırlarım, yüzümün derin hatlarında paslanmaya yüz tutmuş hatıralarım, güzel kokular ve değerli eşyalar taşıyan bir kervana katılmıştı artık.
Ey yüzü serin suların üstünde akan, bakışları yedi kat gökyüzünün sıcaklığında parlayan, beyaz bir keklik ya da ürkek bir ceylan gibi yüreğimde ızdırapsız sesinin izi kalan yonca gülüşlüm, güzelliklerin annesi senin o doğurgan yüzün olmalı.
Zaman, eskiyen ayaklarıyla gezinse de saatin zig zag ları arasında, hangi kapıyı açsam, hangi perdeyi aralasam gözlerim gözlerinle buluşur artık. Yüzünün ıslak ve kutlu örgüleriyle karşılaşır.
Bu coşkumu kime söyleye bilirim. Kim anlar beni. Sen anlar mısın? Ak yoncam, can yoldaşım benim.
Kederli akbabalar öldü. Artık ne taş'ım ne de gübre.
Ben bir ak yoncanın ezel yıldızıyım… Sonsuza kadar…
Çıplak bir atla
Yaralı bir gün çekilirken zamandan
Kâhinler ve büyücüler
Ruhlarını örterek
Bir sevdayı doğuran ateşi yelpazelediler
Ve kalbimden garip bir duman tütüyordu.
Orhan DEMİRTAŞ
Kayıt Tarihi : 31.5.2005 10:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

çok harika ve anlamlıydı. saygılarımla.
diziler çok güzel anlamlı.okumaya deger.kaleminiz herzaman var olsun yüreğinize sağlık, sevgilerimle.
Zarif ve alabildiğine alımlı bir kızın, ışık yeşili kaldırımlara sinen kokusu gibi, gözlerime asılı kalmıştı bu hayat dolu sözlerin sahibi. Okyanus vurgunu beynimden sevdalı gemiler geçmekteydi. Sessizliğimin derinliğine ise sevinç yüklü insancıl donanmalar sığınmıştı.
Kederli akbabaların kuşattığı yüreğimden sıyrılan tenim, ihanet siyahı olan üçüncü gözden hesap sormaktaydı artık.'''
Ali Asker Çataltaş
sevgilerimle.Aydin Baba
TÜM YORUMLAR (13)