Ezanın parolası ne olsun derken
Zeyd’in rahmani rüyası inledi
Medine de Bilal’ın davudi sesinden
O ses ki; yayıldı dalga dalga yeryüzüne
Teslim olmuş insanların kalbinden.
Sabahın zümrüt kokusu dolarken ruhuma
Şehrin uyuyan kasvetini siler ezan sesleri
Bazı duygular uyanık,bazı ruhlar hala uyumakta
Geceyi sabaha taşırken ışık şafakta
Uyuyan kumruları uyandırır ezan sesleri.
Kasvet sarmış,ruhumuzun derinliklerini kat kat
Nafile aldanışlar ceberut yapar bizleri
Hâlbuki yıldızları söndüremez hiç bir takat
Ruhumun izbe yanlarını aydınlatır ezan sesleri.
Duygusal yanlarım ayakta şahlanır
Ezan sesleri uyandırır tan vaktini
Derin uykular şehrin ayıbını utandırır
İnsan nasıl özlemez o gül devrini.
Bazı ruhlar da gözler tanıksa zamana
Bazı kalpler de duygular hala aşka uzaksa
Bazı gönüller paslanmışsa aymazlıktan
İşte o zaman
Fecrin ilahi hevesini kırmışsa sözlerim
Çelik iskeletimi kirletir
Şehrin ayıbı paslanmış hislerim.
Kardelenler ağlar ormanlarda
Duymayınca ezan seslerini
Bir kuş olsam uçardım ufuklarda
Duymak için ezan seslerini
AKÇAY - KASIM – 2007
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 1.12.2007 17:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2007 Ramazan bayramında yurt dışında yaşayan bir arkadaşımdan bayram tebrik msj aldım...Arkadaşım msj ında; ''Ne mutlu sizlere ki öz vatanımızda ezan sesleri duyarak bayram kutluyorsunuz..Biz buralarda ezan sesine hasret kaldık..Benim için bir ezan dinler misiniz...? .'' deyince, tüylerim diken diken oldu...Ve vatanımızdaki bazı değerlerin kıymetini bilmediğimizi hatırladım... Bu arkadaşım için saba makamında bir sabah ezanı dinledim,bu duygular içinde o arkadaşımın hatırasına EZAN SESLERİ şiirimi yazmaya çalıştım. EZAN NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR Müslümanları namaza davet için ezanın tesbiti nasıl olmuştur, ezanın şeklini kim belirlemiştir? Hicretin 1. senesi. Milâdî 622. Mekke'de iken Müslümanlar ibadetlerini gizlice yapıyor, namazlarını kimsenin göremeyeceği yerlerde kılıyorlardı. Dolayısıyla orada namaza açıktan dâvet etmek gibi bir mesele söz konusu olamazdı. Ancak, Medine'de manzara tamamıyla değişmişti. Dinî serbestiyet vardı. Müslümanlar rahatlıkla ibadetlerini ifâ ediyorlardı. Din ve vicdanları baskı altında bulunmuyordu. Müşriklerin zulüm, eziyet ve hakaretleri de mevzu bahis değildi. Mescid-i Nebevî inşâ edilmişti. Fakat, Müslümanları namaz vakitlerinde bir araya toplayacak bir davet şekli henüz tesbit edilmemişti. Müslümanlar gelip vaktin girmesini bekliyor, vakit girince namazlarını edâ ediyorlardı. Resûl-i Ekrem bir gün Ashab-ı Kirâmı toplayarak kendileriyle nasıl bir dâvet şekli tesbit etmeleri gerektiği hususunda istişâre etti. Sahabîlerin bazıları, Hıristiyanlarda olduğu gibi çan çalınmasını, diğer bir kısmı Yahûdiler gibi boru öttürülmesini, bir kısmı da Mecûsilerinki gibi namaz vakitlerinde ateş yakılıp, yüksek bir yere götürülmesini teklif etti. Peygamber Efendimiz, bu tekliflerin hiç birini beğenmedi. O sırada Hz. Ömer söz aldı: 'Yâ Resûlallah! Halkı namaza çağırmak için neden bir adam göndermiyorsunuz? ' diye sordu. Resûl-i Ekrem o anda Hz. Ömer'in teklifini uygun gördü ve Hz. Bilâl'e, 'Kalk yâ Bîlâl, namaz için seslen' diye emretti. Bunun üzerine Hz. Bilal bir müddet Medine sokaklarında, 'Esselâ, Esselâ (Buyurun namaza! Buyurun namaza!) ' diye seslenerek Müslümanları namaza çağırmaya başladı. Abdullah Bin Zeyd'in Rüyâsı Aradan fazla bir zaman geçmeden Ashabdan Abdullah bin Zeyd bir rüyâ gördü. Rüyâsında, bugünkü ezân şekli kendisine öğretildi. Hazret-i Abdullah sabaha çıkar çıkmaz, sevinç içinde gelip rüyâsını Peygamber Efendimize anlattı. Resûl-i Ekrem, 'İnşallah bu gerçek bir rüyâdır' buyurarak dâvetin bu şeklini tasvip etti. Hz. Abdullah, Resûl-i Ekremin emriyle ezan şeklini Hz. Bilâl'e öğretti. Hz. Bilâl, yüksek ve gür sadasıyla Medine ufuklarını ezan sesleriyle çınlatmaya başladı: 'Allahü ekber, Allahü ekber! 'Allahü ekber, Allahü ekber! 'Eşhedü enlâilâhe illallah! 'Eşhedü en lâilâhe illallah! 'Eşhedü enne Muhammede'r-resûlullah! 'Eşhedü enne Muhammede'r-resûlullah! 'Hayye âle's-salâh, Hayye âle's-salâh! 'Hayye âle'l felâh, Hayye âle'l felâh! 'Allahü ekber, Allahü ekber! 'Lâilâhe illallah! ' Hz. Ömer de Aynı Rüyâyı Görüyor Medine ufuklarının bu sadâ ile çınladığını duyan Hz. Ömer, heyecan içinde evinden çıkarak, Resûl-i Ekremin huzuruna vardı. Durumu öğrenince, 'Yâ Resûlallah! Seni hak dinle gönderen Allah'a yemin ederim ki, Abdullah'ın gördüğünün aynısını ben de görmüştüm' dedi. Biraz sonra birkaç kişi daha geldi, aynı rüyâyı gördüklerini söylediler. Peygamberimiz (s.a.v.) birkaç kişinin aynı şeyi görmesinden dolayı Allah'a hamd etti. İslâmın ne derece fitrî ve nezih bir din olduğunu bu dâvet şeklinin tesbitinden de anlıyoruz. Ruhsuz, mânâsız, heyecansız ve tatsız çan çalmak, boru öttürmek veya ateş yakmak nerede? Yeryüzünde 'tevhid' ulvî hakikatını ilân eden, Resûl-i Ekremin Peygamberliğini haykıran ve dolayısıyla îmân esaslarının tamamını halka duyuran mânâ ve kudsiyet dolu 'ezan' şekli nerede? 1. Sîre, 2/154; Buharî, 1/114 2. Buharî, 2/3; Ebû Davud, 1/134 3. Buharî, 1/114 4. Sîre, 2/155; Müsned, 4/43 5. Sîre, 2/155; Ebû Davud, 1/117 Yazar: Salih Suruç
![İbrahim Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/01/ezan-sesleri-6.jpg)
Kaleminiz daim olsun.
O yüreklerden biri olabilmeyi rabbim nasip etsin selamlarımla.
nafile aldanışlar ceberrut yapar bizleri
halbuki yıldızları söndüremez hiç bir takat
ruhumun izbe yanlarını aydınlatır ezan sesleri
****
yüreğinize sağlık öyle bir dinlemişsiniz ki huzur va maneviyat yansımış mısralara ..tebrikler .selamlar
duymayınca ezan seslerini
bir kuş olsam uçardım ufuklarda
duymak için ezan seslerini
Güzel bir şiir yüreğinize sağlık.
TÜM YORUMLAR (61)