Ez- Nā tık-ı Kâr-ı Rast-ı Zâkir-i E ...

Osman Nuri Özpekel
48

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ez- Nā tık-ı Kâr-ı Rast-ı Zâkir-i Esâtîz ü Makā mat

“Makamları ve üstâdları zikreden Rast Kâr-ı Nâtık’dır”
(Atmış altı makam, seksen altı bestekâr ve müzisyen ile iki devlet adamı ismi zikredilmiştir)

Kâr-ı Abdülkā dir ile Rast getirdim ben sözü Abdülkā dir Merâgî (1360 - Mart 1435)
Sonra Pencügâh’e Hâfız ile çevirdim yüzü
Hâfız Post (1630 - 1694)

Ol mübârek tekbîr-i Itrî’de kıldım da Segâh
Buhûrîzâde Mustafa Itrî Efendi (1640 - 1772)
Mâhûr oldu nağme döndü Bekîr Ağa’ya nigâh
Ebûbekir Ağa (1685 - 1759)

Kadrî-i Âmâ Efendî’den Nevâ aldım hemân
Kadri Çelebi ( ? - 1650)
Bir Bayâtî söyledim Tab’î’ye geldiğim zaman
Tab’î Mustafa Efendi (1705 - 1770)

Bûselik faslı Recep Çelebî’siz olmaz deyû
Çömlekçizâde Recep Çelebi ( ? - 1701)
Eyledi Şehnâz’da Nazîm Çelebî hây ü hûyu
Yahyâ Nazîm Çelebi (1650 - Şubat 1727)

Mustafa Çavuş ile Şehnâz Bûselik gelir
Tanbûrî Mustafa Çavuş (1689 - 1757)
Sûz-i Dil Abdülhalim Ağa ile şûle verir
Abdülhalîm Ağa (1720 - 1802)

Kara İsmâil Ağa’yla oldu Hüseynî temam
Kara İsmâil Ağa (1674- 1724)
Zencîr-i Nişâburek Enfî Hasan’la pür-makam
Enfî Hasan Efendi (1670 - 1729)

Dem gelir yol Mehmed Ağa ile Hisâr’a düşer
Çiroz Mehmed Ağa ( ? - 1850?)
Bir Muhayyer yâr sevip de Hacı Sâdullah şaşar
Hacı Sâdullah Ağa (1730 - 1801)

Kim Bayâtî Arabân’la göz koyar Mihribân’a
Sûz-i Dilârâ düşer Sultân Selîm Sâlis Han’a
III. Sultân Selîm Han (24 Aralık1761 - 28 Temmuz -1808)

Sazkâr eyledi elinden çıktı İlya Hû dedi
İlya (1718 - 1799)
Tanbûrî İsak gelip işte Gül’izâr bu dedi
Tanbûrî İsak (1745 - 1814)

Derviş İsmâil hemân Sultânı olmuş Yegâh’ın
İsmâil Dede Efendi (9 Ocak 1778 - 29 Kasım1846)
Vardakosta mübdi- i makamı Ferah-fezâ’nın
Vardakosta Ahmed Ağa (1728 - 1794)

Önce Şâkir Ağa Enderûn’da Ferâh-nâk bulur
Şâkir Ağa (1779 - 1840)
Sonra Dellâlzâde arar fasl-ı Yegâh’da huzûr
Dellâlzâde İsmâil Efendi (1797 - 1869)

Dilhayat Kalfa’ya koştum fasl-ı Evc-ârâ deyüb
Dilhayat Kalfa (1710 - 1780)
Zâvîl eyler şimdi dil Mehmed Ağa’ya meyledüb
Mehmed Ağa ( ? - 1800)

Rahat’ül ervâh’a Derviş Mehmed’im bir yol bulur
Derviş Mehmed Efendi ( ? - 1680?)
Mustafâ’ya Evc’i göstermek de İzzet’le olur
Kazasker Mustafâ İzzet Efendi (1801 - 15 Kasım 1876)

Fennî Ertuğrul makamı hayli Irak eyledi
İsmâil Fennî Ertuğrul (1856 - 29 Ocak 1946)
Çârgâh’da buldu Kutb’ün’nâyi Hakk-ı ebcedi
Kutb’ün’nâyî Osman Dede (1652 - 1730)

Medhiyeler ile Hâşim Tarz-ı Nevîn söyledi
Hâşim Bey (1815 - 1868)
Nâyî Emin Dede Şîve-nümâ ile inledi
Neyzen Emin Dede Efendi ( ? - 1745)

Ol Muhayyer-Kürdî’de Rif’at Bey’in hikmeti var
Rif’at Bey (1820 - 1888)
Nikoğos Ağa ile Acem-Kürdî dili sarar
Nikoğos Ağa (1836 - 9 Eylül 1985)

Dede Zekâî Hicâzkâr ile bülbül yâd eder
Zekâî Dede Efendi (1825 - 24 Kasım 1897)
Hacı Ârîf Bey’le Kürdî’li-Hicâzkâr şâd eder
Hacı Ârîf Bey (1831 - 28 Haziran 1885)

Bimen Efendi’yle Selânik’li Ahmet Bey’ler
Bimen Şen (1873 - 9 Ağustos 1943)
Fahriyâne(1) tarz ile bu makamı çok sevdiler
Selânikli Ahmet Efendi (1868 - 4 Aralık 1927)

Tanbûrî Ali Efendî Nihâvend’le pey-â-pey
Tanbûrî Ali Efendî (1836 - 1902)
Şedd-i Arabân’la coştu Tanbûrî Cemil Bey
Tanbûrî Cemil Bey (9 Mayıs 1871 - 4 Ağustos 1916)

Neveser’le takdîr uydu ol Âfet Efendî’ye
Ûdî Âfet Efendî-Hapet Mısırlıyan - (1850 - 14 Ocak 1922)
Hacı Fâik Bey Dügâh’ı etdi dosta hediye
Hacı Fâik Bey (1831 - Ocak 1891)

Sûzinâk oldu cihânda nağmesi ol Râsim’in
Ahmet Râsim Bey (1864 - 22 Eylül 1932)
Şevkî Bey Uşşâk’a dâvet eyledi dîvânesin
Şevkî Bey (1860- 20 Temmuz 1891)

Rahmi Bey’de Müsteâr oldu makam âh eyleyüb
Rahmi Bey (27 Aralık 1865 - 29 Nisan 1924)
Ûdî Nevres vurdu mızrâb Isfahan’ı söyleyüb
Ûdî Nevres Bey -Orhon- (1873 - 21 Ocak 1937)

Verdi gönlün Bestenigâr’a Ziyâ Bey aşk ile
Bestenigâr Ziyâ Bey (1877 - 1926)
Kıldı Bürhân-ı (2) halef kim emr-i Bülend ile
Bülend Gündem (16 Şubat 1929) (B. Ziyâ Bey’in yeğeni)

Râuf Yektâ muzafferdir Zafer Darb’ı (3) ile
Râuf Yektâ Bey (27 Mart 1871 - 8 Ocak 1935)
Eyledi irâe râhı Ezgi ile Arel’e
Subhi Ezgi (1869 - 12 Nisan 1962)

Buldu hem-cân Dil-keşîde Ahmed Avni Bey ile
Ahmed Avni Konuk (1871 - 19 Mart 1978)
Mûsikînin ilmini yazdı Arel Lâlegül’e
Hüseyin Sâdeddin Arel (18 Aralık1880 - 6 Mayıs 1955)

Karcığar’la Lem’î Bey karşımda pür-hande durur
Lem’î Atlı (1869 - 25 Kasım 1945)
Dilkeşhâverân’la Ârif Ataergin dem vurur
Zeki Ârif Ataergin (1896 - 4 Ocak 1964)

Mustafa Kemal Atatürk Gâzi asker hem edîb
Sevdi mûsikîyi san’atkârı baş tâcı edip
(19 Mayıs 1881- 10 Kasım 1938)

Bir Refik Fersan gelir Sultânî-Bûselik çalar
Refik Fersan (1893 - 13 Haziran 1965)
Fâhire Fersan’la hem-dem Selmek’e nağme arar
Fâhire Fersan (1900 - 3 Ocak 1997)

Uzzâl’e âb verdi Kaynak makamım gül doludur
Sâdeddin Kaynak (1895 - 3 Şubat 1961)
Ol Münir Nûreddin ile Pây-i taht Hicâz olur
Münir Nûreddin Selçuk (1900 - 27 Nisan 1981)

Söyledi Fâize Ergin Nikrîz’i tanbûrdan
Fâize Ergin (1894 - 21 Şubat 1954)
Ağladı Hüzzâm Salâhaddîn Pınar’a dûrdan
Selâhattîn Pınar (22 Ocak 1902 - 6 Ocak 1960)

Vakt erişdi inledi semt-i Sabâ’dan Âsımâ
Yesârî Âsım Arsoy (“1896”1900 - 19 Ocak 1992)
Dost gelir hem Acem-Aşîrân’la İsmâil Bahâ
İsmâil Bahâ Sürelsan (19 Kasım 1912 - 12 Nisan 1998)

Tilmizânı çokdur ânın analım âlâ ile
Etdi Altmış dört mısrâ necm-i Süheylâ ile
Süheylâ Altmışdört (4 Mayıs 1924 - )

Savt-ı Dâvûd’u cihânâ saldı aşk u şevk ile
Kim Recep Birgit pîr gitti cihandan fevk ile
Recep Birgit (1 Nisan 1919 - 17 Ocak 2005)

Şevki efzâ etdi Çağla bir elîm derd söyleyüb
Cevdet Çağla (1900 - 22 Şubat 1988)
Cân-fezâ’ya cân verir Ongan Hoca cânân deyüb
Emin Ongan (14 Eylül 1906 - 4 Şubat 1985)

Salâhaddin İçli düştü şimdi birden hâtıra
Hem Majörle hem Minörle söyledi tenni tenâ
Selâhattin İçli (6 Ekim 1923 - )

Mutribân hemân beğendi Doktor Alâeddin’i
Alâeddin Yavaşca (1 Mart 1925 - )
Bir gece geldi Pesendîde tutup illiyini
Alâeddin Yavaşca (1 Mart 1925 - )

Nevzat Atlığ Ender Ergün’le Koro yönettiler
Nevzat Atlığ (14 Ekim 1925 - ) Ender Ergün (18 Nisan 1945 -)
Cemil’i Mes’ûd edip hem Fâtih’e el verdiler
Mes’ûd Cemil (1902 - 31 Ekim 1963) Fâtih Salgar(22 Şubat 1954-)

Ney’de Niyâzi Sayın Tanbur’da da Necdet Yaşar
Niyâzi Sayın (12 Şubat 1927- )
Nağmeler sanki kanatlanmış uçar fevkal beşer
Necdet Yaşar (1930- )

Çaldı Kemençe’yi Orhon Kanun’u Cüneyt Kosal
Cüneyt Orhon (25 Temmuz 1926 - )
Verdiler bir ömrü mûsikiye çıktı mâhasâl
Cüneyt Kosal (30 Kasım 1931- )

Mûsikinin tarihini yazdı Yılmaz Öztuna
Yılmaz Öztuna (30 Eylül 1930- )
Ol Murad Bardakçı takrîz eyledi hasbî-gûnâ
Murat Bardakçı (1955- )


Görmedi bir gün cihanda gülmedi rû-şen-velî
Olmadı Kânî Karaca kimseye muhtac belî
Kânî Karaca (1930- 30 Mayıs 2004)

Sadun Aksüt yazdı kurb-ı mûsikîşinâsânı
Sonra hâtıratla derc eyledi cümle yârânı
Sadun Aksüt (26 Ekim 1932- )

Bir ilâhî savt idi hem bestekâr-mevlîd-hân
Sıdkı Sezgin seb’a- kıraât ile Kur’an-hân
Bekir Sıdkı Sezgin (1 Temmuz 1936- 10 Eylül 1986)

Devr-i *Bedreddin Dalan’la mûsikî bulsun huzûr
Ehl-i san’at Yeditepe’den hemân duysun gurûr
Bedrettin Dalan (18 Temmuz 1942- )

Düştü Ferâhnâk-Aşîrân Doğan Ergin kuluna
Kal’a-yı Çan’dan yürüdü gitti Hakk’ın yoluna
Doğan Ergin (23 Ocak 1941- 29 Haziran 1998)

Vecd-i Dil Ayân olundu şimdi Rûhî şerîf’e
Rûhî Ayangil (12 Aralık 1952 - )
Feyz-i Yektâ buldu Hakkı ol mübârek harîfe
İsmâil Hakkı Özkan (15 Nisan 1941 - )

Cinuçen Tanrıkorur Şedd-i Sabâ’yı söyledi
Gül-bûse’yle yalvarıp Mevlâ’ya pervâz eyledi
Cinuçen Tanrıkorur (20 Şubat 1938- 28 Haziran 2000)

Doğrusöz Şehpûs-Sultan kıldı Hakk’a meyledip
İrfan Doğrusöz (5 Şubat 1927 - 3 Temmuz 2003)
Dil-Niyâz’la Tolga Bektâş arşa çıktı inleyip
Tolga Bektâş (1 Ekim 1976 - )

Dedi Nûr-efzâ’yı (4) Osman Kâr’ı itmâm eyledi
Osman Nuri Özpekel (3 Mart 1957 - )
Sâye-i Ayşe ile Raksân-ı dü-hayr (5) eyledi
Ayşe Nur Özpekel (11 Mayıs 1959- )

Rûh-ı eslâfa bu Rast’la duâ-yı hayr eyledi
Rûh-ı eslâfdan bu Kâr’la hayrı niyâz eyledi

Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün

(1) Kürdî’li-Hicâzkâr makamına aşırı sevgisi ile bilinen yaylı tanbûr sanatçısı Fahrettin Çimenli.
(2) Bestenigâr makamına aşırı sevgisi ile bilinen amatör müzisyen ve iş adamı Burhan Tuncel.
(3) Darb-ı Zafer: Rauf Yektâ Bey’in bulduğu beş zamanlı bir usûl.
(4) Nûr-efzâ: Ayşe Nur Özpekel’in teşvikiyle bulunan, yerinde Mâhûr ile Hüseyni Aşîran’da Bûselik makamlarından meydana gelen ve kendisine ithâf olunan şed makam.
(5) On beş zamanlı“ Kâr Raksânı” usûlü, bestekâr tarafından bulunmuş ve ilk defa bu eserde kullanılmıştır.
Yirmi dört, yirmi yedi, otuz iki, otuz üç, otuz yedi, otuz sekiz, otuz dokuz, kırk, kırk bir, kırk iki, kırk üç ve kırk dördüncü beytlerle doksan yedinci mısrada makam ismi olmadığından bu beyitler besteye alınmamıştır.
*Bu Kâr-ı Nâtık; san’at ve san’atçıya duyduğu yüksek saygı ve sevgisi dolayısıyla Sayın Bedrettin Dalan’a ithâf edilmiştir.
Kâr-ı Nâtık’ın şiir ve bestesi için fikir sorduğum bütün dostlarım ve hocalarımla; tarihçi Murat Bardakçı ve müzikolog İsmâil Hakkı Özkan’a teşekkürlerim sonsuzdur.

Osman Nuri Özpekel
Kayıt Tarihi : 24.1.2006 22:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zeki İlyas Kızılışık
    Zeki İlyas Kızılışık

    sevgili dostum osman nuri
    sana da bu yakışırdı ancak
    yüreğine ve emeğine teşekkür eder sağlıklar dilerim

    Cevap Yaz
  • Canan Yılmaz
    Canan Yılmaz

    Öz pek bir el...biz de size teşekkür ederiz...tebrikler.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Osman Nuri Özpekel