EY DELİ GÖNÜL
Dünyadaki benim tek dostum derken,
Sende mi küs oldun, ey deli gönül!
İçimdeki yangın yakıp küller ken,
Sende mi küs oldun, of deli gönül!
Ahlarla, oflarla bitecek ömür.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gönlün dostluğu pek hoştur ama, saçlar ağarıp, güç tükenene kadar.
Beden o hale geldiğinde, gönül h^^al^^a kendi yolunda gitmek isterse, o zaman asıl kıyamet kopar.
Yani, ömrün bir döneminde, gönlün küs olması daha hayırlı Fahri bey:))
Kutlarım şiiri ve sizi, sevgimle, saygımla,
Ünal Beşkese
Rızaoğlu hani, can içre candı?
Sarmayan kolların, boynumda yandı,
Böyle küs yaşamdan, usandı, kandı,
Sende mi küs oldun, oyyy... Deli gönül! ! !
Dostsuz mu geçecek, şu kalan ömür?
sevgili Fahri hocam gönül her zaman akıla karşı drenen biryapıya sahğtir gençliket söz dinlemekz yaşlılıktay aşlanmak istemez şiir harikaydı kutlarım
Dostsuz mu geçecek şu kalan ömür,güzel nlatım,güzel duygular,kutlarım.YUVASIZ KUŞ
Gönlüyle dertleşen değerli şair ve şiiirini kutlarım.
Ömrümüzün geride kalanlarına baktığımızda eyvahların çoklukta olduğu bir gerçektir. Asıl ihanet yüreğimizden bize yapılandır. Hep mazide kalıyor saati.vE ANILARDA YAŞAMASI DIR İHANETİ.kALEMİNİZİ KUTLARIM.
Deli-dolu bir gönül.Dost mu dost.Zaman onu da alıp götürüyor elimizden.Hani şarkılardaki o dost bildiklerimiz de vardı.Sanırım yalnızlaşıyoruz gittikçe.Kutlarım öğretmenim.Saygılar.
Kişi kendi kendisiyle ipleri kopardığı zaman yaşamın hiç bir sorusuna cevap bulamaz., hiç bir engelini aşamaz... Bunun için de 'gönül' insan bu ipin kopmaması için aracılık görevini yapar tüm yaşamı boyunca...
Kaleminize sağlık sayın Fahri Bulut...
gönülden razı gelen yok alemi cihanda... yine de ondan özge yar da yok... gönül mihrabında hemhal olunuz inşeallah böyle bir hal dokunur cana...
saygılarımla nice şiirlere
Anadan yetimken,babadan öksüz,
Sen bana dost oldun,gece ve gündüz.
Bağım gazel döktü,mevsimlerim güz,
Sende mi küs oldun,eyyy...deli gönül! ! !
Çok güzel dizelerdi gönül yinede terketmez o hep kalıcıdır ve hiç küs tutamaz kutlarım...
SAYGILARIMLA
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta