Anacığım, oku oğlum!
oku da adam ol
dediğinden bu yana
kırmamak adına anamı
hep okudum!
ama ayak bağı olan
İdam çığırtkanlığı ile
Fransız giyotinine
getirilen Arşidük
ve onun başına konan
kara kargayı vurmak için
Eyfel kulesini ters çevirip
Gözlerimin gördüğüne mi?
yoksa düşlerimin yanılgısına mı?
inanayım?
Atlas okyanusunun tam ortasında
Binlerce süvari
dört yana sürerken
Tırnaklarımla kazıyarak
çizdiğim resimler
Paris komünü kadar kısa ömürlü
atların attığı
sevda deparlarıyla
tozu dumana katan hergeleler
Ben besteledim
Beethoven’in 9. Senfonisini
Vivaldi’nin dört mevsimini.
Benim hünerli ellerim çizdi
Da vinci’nin Mona Lisa’sını
ve yine o hünerli eller
Kızıl öfke
can pazarı kan revan
şarjörün dilinden dökülen
aksi manevra
mermiden askerler
vesayet adımlarla
Gökkuşağının bir ucundan sen
diğer ucundan ben
tutup çocuklara ip atlattığımız
diyalektik asfaltın
bir yanında cenaze
diğer yanından düğün konvoyu
Marsilya liman işçilerinin
attığı kötenden ağu ile sökülen
toprağın canına okuyor
hasat vakti gökten yıldızları toplayan
Rahibe Teresa
suikaste kurban giden
Rembrandt, III.Vlad, Poseidon
gördüm hepsi bir aradaydı
vakit keyfe keder karanlığın ümüğünü sıkan
ağaçların hegemonyası altında
bizim köyün berberi Raif emmi
kalem oynatmak ne avrat oynatmaya
İyi ve kötünün macerası
böyle başladı işte...
Nefs-i emmare kana susamış
herc-ü merc etmiş
Habil’in lale bahçelerini
ak laleleri kör kazmalarıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!