bir koşucu gibi
ardına bakmadan gideceksen
git gidebildiğin kadar
ama bir kez daha anımsa
yağmurlu bir günde
tren yoluna çıkışımızı
henüz sararmadı yapraklar
uçuşmadı gazeller
sonbaharın hüznünde düşlediğin
roman kahramanıyım ben
bir yaz akşamıydı
sokak lambalarının
loş ışığı altında
kadınlı erkekli
kol kola
insanlar yürüyorlar
yalnızlık
içimdeki fazlalık
artık duygularımın işe yaramazlığı
tüketilmeyen yoğunsallık
bir yalnızlık halidir ruhumu saran
üzerimden atamadığım
içimde bir cesetsin artık
ağırlığına hamallık ettiğim
nereye kadar taşınır bu ölü
dudağımda donmuş
yarım bir gülüş ile
hayata karşı koymanın
yüzümde dudaklarının izi kaldı
yüreğime derinlemesine etki eden
fısıltılar gibi
giderken ardıma takılan
nemli bakışlarını
hissetmediğimi zannetme
şiirlerimin kaynağı sensin desem
biliyorum inanmayacaksın
sevgiyi bir anlayabilsen
bu bir tutku değil
bir bağlanış hiç değil
öyle olsa
seviyorum seni
bir genç kızın halıya nakış işlemesi
ve bir dost elin yaraya mendil basması gibi
her kapı vurulduğunda
yerimden fırlamamın
her telefon çaldığında
bir kız sevdim
anlatılması yasak
gözlerime bakan gözlerinde
at koşturururdum
süphan dağının doruklarına
kızıl etli dudaklarında
tik, tak
uyuyan çalar saatimin nefes alışları
kalp atışlarımın yol arkadaşı
metalden bir kalp onunki
ayrılığa karşı duyarsız
özlemsiz bir yaşam rutinliği
abi beni eklermisin....
selamlar eyyup hocam
çok güzel be
şiirlerin yeni aşkın adıdır be abim...