Demokrasilerde bu kavram yetiyor ya! Yani yurttaşlık kavramı.
Onun için size böyle sesleniyoruz. Yani efendi, beyefendi, hocam hele hele ''kardeşim'' ifadesini kullanmıyoruz. Din kardeşliğini hatırlatıyor ve bu da size kabus oluyor ya o yüzden. Size ve düşüncelerinize bu denli saygı duyuyoruz anlayacağınız.
İşte bu saygının karşılığı olarak bu yazıyı okumanızı bekliyoruz.
Siz, bedelini emeğinizle ödediğiniz cihaz ve internet olanakları ile birtakım iletişim faaliyetlerinde bulunuyorsunuz; buna bizzat kefiliz.
Niye mi kefiliz; akla gelebilecek her türlü şüphe giderilmeden hiç kimsenin, hiçbir şeyle suçlanamayacağını biliriz de ondan. Senin demokrasin bu hızla ancak, dörtbin sene sonra ulaşır seviyemize.
Gerçek bir emekçi biliyoruz, birbirinden değerli pırlantalara aşinâ iken, onları bırakıp, henüz karbonun en basit hali dahî olmayan sizin emeğinizle ilgileniyor. Sadece ve sadece bir bölü bilmem kaç olan, pırlantaya dönüşme ihtimaliniz için.
Ve siz bu emeği görmekten ve takdir etmekten aciz halinizle emekten ve emekçiden dem vurmaktasınız
Bu da sizin demokratik hakkınız elbette. Ama insanî olarak şu sorumuza cevap veriniz. Kendinizi bu kadar kandırmayı nasıl başarıyorsunuz?
İhtiyacımız var şu günlerde.
Remzi EceKayıt Tarihi : 10.3.2017 22:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Canımız üst perdeden yazmak istedi. Dostlarımız, rüzgar kesilir düşersin diyecekler. Olsun toz kalkar, özümüzle buluşuruz. Toprakla

Haklısınız...Köyün üst başında bir yalan söylüyorlar. Alt tarafına gelince buna kedileri de inanıyorlar.... Ne diyelim?... Çok eşit ve adaletli bir toplum...
Emeğinize, yüreğinize sağlık....
Değerli Üstadem; olmadık maaelsef ve olamayacağımızdan da korkmaktayım. Balyoz kendi kafama iniyor sürekli; hissedip kaleme alamadıklarım sebebiyle. Aslında haddim olmayan bir yazıydı; fedefi ile kıyasladığımda. Hoşgörerek yorumlamanıza teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (1)