gidiyorsun ya düşlerimin
sen sapağından dipsiz kuyulara düşüyorum
pembe yada buz yeşili ne fark eder...
hangi damlada terk edildiğimin
hıçkırıklara boğulduğumun ne önemi var...
ardına bakmadan gidebilirsin
susturdum gözlerimi artık konuşmazlar...
yol olmuştum taşlı tozlu kasabanın
sen yürümüştün salına salına
sol yanımda papatyalar
sağ yanım kör sağır kerpiç duvarlar...
şimdi alıp adımlarını atıyorsun vedasız terk edişlere
eyvallah başım gözüm üstüne...
düşlerimin sustuğu yerde
boğuldu o çocuksu sevinçlerim...
eylül artığı sarı hüzünler istila eder şiirlerimi
ellerinin sıcağını da götürürsen eğer...
kokunu bırak yaslansın korkularımın omuzuna
yıllarca çekerim içime eski sevinçlerimin gölgesinde...
mabedimiz dört duvar yıkılır
enkazında çığlık çığlığa sıcacık bir yürek kalır
camda son sağnak artığı yağmur lekesi
bahçede koca çınar gövdesine kazınmış iki sesiz harf
göksuda yüzü kirli bir yığın yakamoz ölüleri
birde ateş çiğnemiş dudaklarımın kıyısında bir adın kalır...
Hasan ODABAŞI
Hasan OdabaşıKayıt Tarihi : 1.4.2021 17:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!