Sabah çocuğu okula bıraktım ilk işim emekli maaşımı çekmek oldu.
Maaşı çektim. Çaldırıp çarptırmadan eve geldim. Eve geldim, bir kuruşunu harcamadan, bir kuruşunu düşürmeden.Derin bir '' Oh! '' çektim.
Daha ben '' Hanım maaşı çektim demeden'' Hanım sayıyor ''...Kredi kartı ödemesi,.....bakkala borç,...komşuya borç,......doğal gaz, su, elektrik, telefon faturası,.....çocuğun okul harçlığı,.... Pazar parası,......çarşı parası, ayakkabımın topuğu düştü, gözlüğümün camı çıktı....
Her birini yazıyorum tek tek. Parayı taksimliyorum. Liste parayı tutmuyor, para listeyi. Listenin birinden iki, birinden bir alıyorum ekliyorum liste dışı harcamaya. Bakıyorum listeye liste tam. Ne eksiği var ne fazlası. İyi de benim hanem boş. ''Ben hiç mi evden çıkmayacağım? Kahveye gidip bir kişiye '' Merhaba'' deyip hiç mi çay içmeyeceğim. Vazgeçtim bir arkadaşıma çay söylemekten. Bari bir bardak çay ben içeyim.'' diyorum Hanım atılıyor '' Elini ayağını bağlayan mı var iç.'' diyor. '' Duyan da Nurullah'ın hanımı 30 yıllık kocasını kahveye göndermiyormuş diyecek.'' İçeyim de hangi parayla?
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman