Ben bir geceyim ,
Bekliyorum “geceme ziya”dır, hicranım
Zaman, neminde demleniyor gözlerimin
Yaş bir kabus yaptım geçmiş günlerimden
Yakamıyorum, bu kadarı ziyadesidir pişman sözlerimin
Oysa ki
İşte bu ses..
Her damla ayrı bir nota
Üşüyorum
Ayaklarımın altından akan o notaların çoraplarımdan paçalarıma sızdığını hissederek.
Ve hicrandan kavuşmaya saniyeler sayan ağzımın sevinç titremesi ile
Evet omuzumda bir çanta bir defter bir resim ve bir çiçek.
İşte bu ses..
Soğuk rüzgarların estiği bir kış...
Ve artık sabahın ufkundan ayrılığın vaktine geldi.
Zaman, bir mum gibi erimişti siyah mercanın yanında.
Yoksa zamanı alıp götüren bu soğuk rüzgarlar mıydı?
Mutluluk yeniden hicrana büründü.
Sıranı bekle kafatasımda mahpus
Beynimde bir cellat ki düşüme kabus
Ah bu merhum aymaz, uyansa ne olur
Kabil bir mutenadır içimde, suspus
Ürkek profesör, zihniyeti kalbur
Akşam susardı, gündüz şaşkın, gece hayran
Kuşlar söylerdi sevdanın en güzel türküsünü
Karadaki bir bağ bizdeki bin aşka bedel derlerdi
Kırlangıçlar masallar anlatırdı ama gerçek
Bir ben vardı ve o bir tek
Bulutlar kızıl, gök mavi, ufuk sarı
Tarih 1915
Cerahat dolu sandallar geçerken boğazdan
Kusuyor yamacıma top sesi ayazdan
İleride düşüyor saçaklar gün doğarken şafakta
Yaralı göğsü yatıyor bir kanlı yatakta
Geride tıbbiyelim mehmedimin meleği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!