Bilinmez'in ruhun'da haykıran şiir,
Anlamsızlığın köşesinde susan şair,
İyilikler ve kötülükler'de tattığı tek şey zehir,
Fısıltıların sağırcısıyım,
Dudakların okuyucusuyum,
Rabbimin verdiği gözlerimle,
Bir bilinmezi bir de benliği sorucuyum.
Bir derde düşesi var şu zavallı yüreğin.
Mutluluk ile mutsuzlukta, aynı hatıranın...
Ne farkı var her zamanki gibi günlerin?
Bir başkadır tuhaf düşünceler...
Ulaşılmak istenen binlerce arzu var,
Kötülükten başka düşünmeyen aklın,
Akılsız hayvandan ne üstünlüğü var?
Gıybet ve küfürden başka söz etmeyen dilin,
Dilsiz'den ne üstünlüğü var?
Kederler'in üstünde yürüyen kapkaç,
Bilinmeyen bir an ve alınan birşey.
Amaç misali amaçsız'dan kaç,
Bilmenin içinde bazen hiçbir şey.
Nav içinde çomak sektirmece,
Dut ağacın üstünde şehircilik.
Kayboldu bu oyunlar bir anlık,
İmdî kara baharlar düzmece.
Yol üstüne kök salmayı bırakmış,
Bir gül misali çürümeye terkedilmiş,
Kim anlayabilir ki yaprağın yalnızlığını.
Güle ve rengine güzellik kattığını,
Samimiyetsiz kişi, yüzünde belirlemiş.
Parmaklarda dolanan utanç teri,
Hayalet gibi saklanır hayallerde
Peşinden gelen tozlar gözlerimi incitti.
Koştum ona her zaman, her yerde,
Ulaşılamaz, muazzam bir fikirdi.
Gözler de bağırıp çağıran bir canlı saklı !
Herşeyi bilen, herşeyi sezen, herşeyi duyan.
Konuşmaz susar, kendi başına taraflı,
Yalnızlığa zıt , bir tek benim ona uyan...
Sen girme o çukura ey ıssızlığım!
Gönüllerde bir soğukluk var,
Herkesin kursağında kalmış bir yaşam.
Sükût değil, ruhsuzluktur bu sessizlik;
Fark edilmiyor artık gün batımından akşam.
Nerede o, düşünce içinde sayıklayanlar?
Akın akın taziyeye gelip giderler,
Bir soğukluk esen rüzgarda,
Ölümü soğuk hissettiren anlarda,
Donan gözyaşını dökemezler.
Ambar ve sobanın kokusu,
Bahsedeyim sana bir visal;
Günler bambaşka geçer, bir gün sevinç bir gün hüzün.
Hüzünler benim , sevinçler senin olsun.
Endişelenme, alışkın ve bundan mesud olurum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!