Çok kan döküldü ecdad.
Ayağa kalktı birer birer ruh.
Rusu öldürmek sevab,
Derinden hızlı hızlı ak Çoruh.
Sebepsiz yere ağlamam,
Gülmek için sebep aramam.
Zaten üç günlük dünyada,
Alamayacağım gönlü kıramam.
Ne umarım,ne ummam,
Bir gece dalmışım,
Sevdiğimi rüyada,hayalde aramışım,
Sonra ellerimi uzatmışım,
Herşey boş aniden uyanmışım.
Belki yağan bu yağmur yarin gözyaşlarıdır.
Bu gönül sensiz yaşar,yaşar ama sarhoştur.
Kimselere söyleyemez gizliden arar,
Dağlar aşar mecnun gibi,kerem gibi yanar.
Belki bu son hıçkırık,sevgilim senin için,
Düşündüm duman duman,
Nemlendi gözlerim,
Söndüremedim ateşini,
Ne yapsam ben senin.
Kırmızı kıpkırmızı bir kor,
Güneş gibi ısıt beni,rüzgar gibi serinlet.
Yaşamam için su ol,kana kana içtiğim.
Nefes ol bana,ciğerlerime dol.
Öyle dol ki yüreğime kadar...
Arkadaşım ol.
Yetmez!
Rüzgâr gibidir ömür...
Bazen kuzeyden esen sert poyraz,
Bazen için içine sığmayan coşkuyla, boğarcasına
Güneyden esen sert ama; sıcak lodos…
Aslında kıble gibi esmek isterim ılık ılık…
Ama kıble gibi esmekte yetmez!
Seni istiyorum,
Baharı bekleyen kumrulardan,
Suya hasret çatlayan topraklardan,
Sancılı gece sonrası güneşin doğmasından bile çok…
Seni istiyorum,
Memleket hasretiyle yanmaktan,
Bir ateş düşerse kor gibi
Rüzgardan,yağmurdan sönmeyen.
Yada, zehirde olsa içilen
Panzehiri var mı,yok mu diye düşünmeden.
Kayıtsız kalamadığın anlarda
İnanır mı,güvenir mi diye tasalanmadan.
Bir gülüşünle umut vermeyeceksen,
Topladığım gülleri dermeyeceksen,
Dağların ardından yar, yar diyeceksen,
İstemem gelme, ne olursan ol.
Alnındaki çizgiler derinleşince,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!