dünya sanki bir arena
avcı kurban ortada
seyirciler alkış tutmakta
bir küçük kız çocuğu
sinmiş duvarın arkasına
ne öleni tanıyor ne öldüreni
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
*
''Sakla yüzümü kollarına anne.
Bırak.
Düş göreyim...''
-rabindranath-
kutlarım sizi çok anlamlı bir okadar güzel çalışmanız için.... küçük bir kızın gözlerinden korkuyu yanlızlığı ve umutsuzluğu göstermek şiiri daha da büyütmüş...
saygılar
TEBRİKLER.... ÇOK GÜZELDİ...
Eytişim... çok güzel yorum... yine son üç mısrada düğümlendi boğazım...
'dur
durdurun dünyayı
inecek var..'
çok güzel.... çok güzel bir çalışma... çok enfes bir hassaslığı böylesine duyarlıkla işlemek çok güzel... sevgilerimle kaleminizin gücünü kutluyorum...
tebrikler şiriniz çok güzel
'Keşke,keşke dur dursalar ilk inecek yolcu ben olurum,duyarlı gönlüne sağlık,sevgiler.'
Güzel bir yorum. Başarılı olan bu güzel eseri severek, beğenerek okurum Şairini kutluyorum.' Dur, durdurun dünyayı inecek var'..İşte o inenler dünyayı anlayabiliyor belki, desek!..Selamlar.Ahmet Sargın Yozgat
aşk
iki
yüreğin
bir
birini
affetmesi
değilmidir
zaten...
Sevgili Kardeşim Sayın: Mehtap Yasin
Çok güzel bir şiir olmuş. Ustalıkla yazılmış bir şiir .
Bu tip duygu yoğunluğunun şiire damgasını vurduğu eserleri bekleyen en büyük tehlike bazı mısraların Yoğun duygu yüklenimine girerken bazı mısraların yeterince duygudan nasibini yeterince alamadığından cılız ve sönük kalmasıdır. Şairlik o dur ki duygu yoğunluğunu mısralara etkili ve diffüz olarak dağıtarak şiirin tamamına hakim olabilmektir. Yoksa şair değil de şiir hakimiyeti ele alırsa sonuçta kendi kendini yazdıran bir şiir ortaya çıkar... Bunu engelleyebilmek ilk mısralarından finale kadar şiiri kontrol edebilmek, Bilgi birikim ve doğuştan yetenek gerektirir. Şiirin bütünlüğüne hakimiyetinizi ve şiire yön verişteki ustalığınızı kutluyorum.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu şiirinize Dördüncü Tam Puan Tekirdağ'dan tam puan geliyor.
Tebrik ediyor başarınızın daim olması dileklerimle birlikte sayfanıza geldim.
Hürmet ve sevgilerimi getirdim sayfanıza ... Lüften kabul buyurunuz.
Kaleminiz her daim kudretli, İlhamınız eksilmesin diyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
ah birde yer çekimini kaldırabilsek..ne kolay olurdu yüce dagları aşmak.tebrikler
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta