Ne hükmü var ki;
Adımızın önüne eklenenin
Bilen bilir bizi,
Uzun bir yolun yolculuğunda
Bin yıldır Anadolu sevdasına yanıp
Bedeller ödeyerek Güneşin yüzüne yürüyenlerdeniz.
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Ne hükmü var ki;
Adımızın önüne eklenenin
Bilen bilir bizi,
Uzun bir yolun yolculuğunda
Bin yıldır Anadolu sevdasına yanıp
Bedeller ödeyerek Güneşin yüzüne yürüyenlerdeniz.
Bu yolda bize;
Sadece kitabi bilgiler yetmez,
Belleğidir aslolan insanı
Hayatın gerçeğine dair sahici kılan.
Öylece bilinmelidir ki! ...
Eylüllerle gelip;
Set çekip aydınlığın önüne
Gölge oyunları yaparak
Ne geçmişi tüketebilirler düşlerimizde,
Ne de yarınlar a dair umutlarımızı bitirebilirler.
Çünkü biz halkız! ....
Ve hiç bir şekilde
Geriye kalan ömrümüzün hesabını yapmadan
Her defasında,
Yeniden doğarız Eylüllerle.....
süperdi tek kelimeyle...saygılar
Çünkü biz halkız! ....
Ve hiç bir şekilde
Geriye kalan ömrümüzün hesabını yapmadan
Her defasında,
Yeniden doğarız Eylüllerle.....
helal olsun....saygılar
Umut doğuran şiiriniz güzeldi.
Umutla geleceğe yüreyen insanın, insanlığın kavramları genelde bireysel veya etniktir.
Örneğin,
Yol, aydınlık, halk kavramları bütün toplumu kuşatmaz. Yazılanlardan ve çizilenlerden, ortada söylenenlerden gördüğüm bu tür tavramların, daha çok görece olduğudur.
Kendimiz gibi düşünenleri dile getirerek, yol çizmek, kendi düşüncelerimizi aydınlık olarak nitelemek, kendimiz gibi düşünenleri halk olarak tabir etmek ve edindiğimiz kavramları bizler gibi düşünmeyenler bizlerden çok olsa bile, hepsine şamil kılmak gibi tutkularımız var.
Halk diye tabir edilen toplumun tümünün duygu ve düşünceleri bize uymadığı zaman, Aziz Nesin'in dediği gibi 'aptallar' olarak nitelemek gibi lüksümüzde var.
Yuvarlanan ve genelleştirilen düşüncelerin gerçeklere uyuşmazlığı ölçüsünde, kavramların sancısı toplumun sancısı olarak gün yüzüne çıkar.
1960 altmış ihtilalini görmek istemeyen insanların, 1982 Eylülü unutmaması, kendi içinde sorgulanması gereken olgulardandır.
Ülkemde, 1923-1950 arası tek parti iktidarının, kendi içinde bahaneler üreterek topluma her türlü baskının yapıldığı bir dönemdir. Partiler yasak. Düşünceler yasaktır. Ama aynı dönemi savunan, hatta aynı dönemde, Nazım Hikmet Ran'ı düşüncelerinden dolayı, defalarca yargılayıp suçlandıranların, şimdi çelişkili bir şekilde baskıcı bir dönemle, özgürlükcü Nazım'ın düşüncelerini birleştirmeye çalışmaları kendi içinde çelişkidir.
1923-1950 dönemi arasındaki istiklal mahkemelerinin yargıları, düşünceleri cezalandırma mantıklarını anlamak zordur.
1960 ihtilali askeri bir ihtilal olarak, halkın seçtiği insanları alaşağı etmek için yapılan ihtilal olmasına karşın, özgürlük savunucusu olan insanların bu ihtilalden söz etmemeleri, anmamaları, günlerinde insanlık adına konuşmamaları, şiirlerinde dile getirmemeleri gerçekten çok anlamlıdır.
O nedenle, ülkemde oluşan, 1960-1971-1980 askeri darbelerinin doğurduğu, mayıslar ve eylüller manzumesinde, kişilerin etnik kökenlerine, siyasi tercihlerine göre tavır sergiledikleri görünümü daha çok ortaya çıkıyor sanıyorum.
Halbuki insan olmak, insanlığın erdemlerinde buluşabilmek, düşüncelerin özgürlüğünü savunanlarca, farklı düşüncelere de özgürlük verme bilincini taşıyabilmektir.
Ama görünen odur ki, toplumumuz henüz bu olgunluğa erişememiştir.
Kendi düşünce biçimiyle yapılan ihtilalleri kutsayan. Karşı düşüncenin yaptığı ihtilalleri yeren. Dolayısıyle, ihtillalere bakışta, duygu ve tarafgırliği öne çıkaran düşüncelerin, insanlık olgusunda geri kaldığı aşikardır.
'Geriye kalan ömrümüzün hesabını yapmadan
Her defasında,
Yeniden doğarız Eylüllerle.....'
ilkyaz sevecenliğinde umutlu sabahlara uyanmak dileğimle...
kutluyorum anlamlı şiirinizi
kutlarım güzeldi ifadelerde tespitlerde yerinde yüreğinize sağlık...
'Yeniden doğarız Eylüllerle.....'
ve her ayın 12 sinde...
bin defa ölür yarasalar
geçmişinin karasını boya ve fırçalarla kaparmaya çalışan... üzerine de şirinlik NÜ'sü kondurup...
bunun üçün mandal mandal astın
vicdanında çok rahat ve temiz.
netekim eyi bilirim heç kullanmadın onu…
susma sevgili dost
inadına sesli kal
deniz şahinoğlu
harikasın arkadaşım bu yürekler bizde bu sevdayla attıkça bileğimiz bükülmez
yürekten kutlarım
Ne hükmü var ki;
Adımızın önüne eklenenin
Bilen bilir bizi,
Uzun bir yolun yolculuğunda
Bin yıldır Anadolu sevdasına yanıp
Bedeller ödeyerek Güneşin yüzüne yürüyenlerdeniz.
İnanılmaz etkili ve anlamlı bir şiirdi.Kutlarım.
Çünkü biz Halkız...Bu kelamdan sonra yoruma ne hacet..Alkışlıyor vede tebrik ediyorum..
Şiir harika bir uslup ve harika bir konu işlemiş kutlarım..
Selam ve muhabbetlerimle birlikte tam puanımıda yolluyorum kardeşime Kalemin daim olsun..yunus karaçöp
ÇOOK Güzel..beni çekiverdi içine..satırların arasında dolandım durdum..ne söyleyebilirimki...
Çünkü biz halkız! ....
Ve hiç bir şekilde
Geriye kalan ömrümüzün hesabını yapmadan
Her defasında,
Yeniden doğarız Eylüllerle.....Yüreğinize ve kaleminize sevgiler..
melek ayaz
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta