yar, ömrümün en sıcak çağı,
gidişinle ayrılığı ‘soluyor yapraklar’…
eylülün burnunu sızlatıyor ekim,
fırtınaya tutacaklar güllü-bülbüllü bağı
ince yağmurlar, seni soruyorlar
söyle ne diyeyim yar?
yar, unuttun mu ellerini kesen bıçağı
gittin.. şimdi bizi, hangi darb-ı mesele nasıl sığdıracaklar?
eylül işte gidişine ağlayacak nitekim
solgun sabahlara açılıyor ayrılığın şafağı
tavana dikilmiş gözlerimin rüyasını yoruyorlar..
ilk kabahatini işlemiş çocuklar gibi kısılıyor sesim yar!
yar.. nasıl özledim gözlerinde ki sağanağı
eylül gözlerini sağıyor, gözlerim çıldıracaklar..
biliyorum isyanı çağıracak, eylülden ekime birikim
yıkılmış burçlarıma dikiliyor ayrılığın bayrağı
bakışların yağmur tanelerine sığınıyorlar
eylülü gözüm kesmiyor.. çekilmez soldurduğun ekim yar!
.
.
eylül! ekime kurban edilmiş aşk sunağı
ekim.. aşkın solmuş yapraklarına düşen kırağı..
Kayıt Tarihi : 13.10.2007 13:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)