bir damla suya hasret kaldık.
kurudu yüreğime ektiğim güller
düşlerim hep gece
her gün biraz daha kanatlanıyor
sensiz geçen yıllar
bir bilsen;
kaç defa feryadını duydum
kaç defa irkildim derin uykudan
düşen kaç tane sarı yaprağı öptüm
şafakta öten kuşun hikayesinden,
yitik bir ülkeye duyulan efsuni duygular
trajedisidir sanırım eylüllerin.
omuz verdim mavilikler içindeki yitik ülkeye
dünden kalan,
bıkmamış ve usanmamış
söylenmemiş sözlerin hikayesi
bilinmez bir şafağın orta yerinden
hangi zamandan geldiğimizi soran olmadı
ne tarikatına kabul eden bir aziz
ne kulluğuna bir tanrı
ne de sabrına sığındığımız Eyüp anladı bizi
çığlıklara boğulan bir yaşamın hüznündeyiz
şimdi görünmez oldu
rengini yansıtan kızıl kubbeler
üçbin yıllık tarjedinin son perdesi
ve beklentimizin son noktası
sabaha az kaldı artık
derin çöle aksimiz yansıdığı an
gömdük hayasızlıkları doğduğu yöne
ve tekrar Nuh’a yalvardı ebabil kuşları...
25 Eylül 2017
Ahmet BaygümüşKayıt Tarihi : 26.9.2017 10:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!