Eylül gelince...
Tüm dizelerimi
Gözlerine diziyorum
İnci inci...
Şiir oluveriyorlar...
Eylül hınzırdır...
..
Gülümseyerek dolaşır aramızda
Bir yaprak düşer ağaçtan
Şimdi-azsonra-hiçbir zaman olur
Ölüm eylül gibi gelir/güneş batınca....
Tarihi acıdır/krallık ona verilir
Binlerce masala kapı açılır
..
eylül sancılı
ve soğumağa başla
sıcaktan kaçıp
bir kuş vur iki taşla
hem sevinç hemi hüznü
atı silkinir ya
..
Yine bir eylül akşamı
Gerçi her mevsim eylül, yokluğunda
Her mevsim turuncu
Rüzgârlar Kordon kokuyor
Kordon sensizlik
Martılardaki arayışa takılıyorum
..
“güvendiğimiz adalet adil değildi
şaşırtmadı hep gücün önünde eğildi
*
her şey o kadar ortada ki ayan beyan
çırıl çıplak gerçekler anadan üryan
*
ilkbaharda başlayan aşk güzde sonlanır
..
Bu gece 16 Eylül Perşembe
Bu gece 16 Eylül Perşembe
Sen hiç olmadın yanımda.
Bileğimde yazılı olan adın
..
Hatırlamaz mıyım be!
Bahardı, sondu
Yâren bir âşık oldu
Beyoğlu ıslak
Gözleri buğulu
İstanbul ‘ a Eylül kondu
Aşk – ı Eylül oldu
..
Eylülü seviyorum.
Hüznün içime çöküşüdür.
Dalından ayrı,
Sarımsı yeşil
Kuru yapraklar gibi
Sus-pustur yüreğim...
..
Aylardan Eylül,mevsim sonbahar
Eylül bir başka,hazan bir başka
Her mevsim kalpte bir yara açar
Eylülün yeri bende bir başka
Bu mevsimdir beni benden alan
Virane gönlüm koşar her aşka
..
Tek
uykudan uyandım da ağladımdı bir zaman
anladım 'o' sendin
gözlerimi son kez kapadığım an
yitecek imkansızlığım...
..
Eylül sokaklarında
Güneş yorgunu yapraklar
Bütün savaşlarını kaybetmiş
Bir komutan gibi yürüyorum
Hani nerde o ilk yaz şafakları
O sevgi dolu, umut dolu çocuk nerde? ...
Hangi caddelerde bıraktım gençliğimi.
..
Ne kadar da güzel olurdu,
Eylül sonu Bursada bir gün.
Gözüne bakıp düşünürken,
Eylül sonu Bursada bir gün.
Yeşili sarıya bürüdün,
Maviyi siyaha bürüdün.
..
Seni benden aldı diye,
Eylülleri sevmiyorum.
Mutluluğum çaldı diye,
Eylülleri sevmiyorum.
Veda bile edemedik,
Neden böyle diyemedik,
..
Herşey eylül yavaşlığında gelişti aslında
Güneşin eylül hüznünde doğduğu gibi
Yavaş yavaş ve çok uzaktan
Eylülde dalından ayrılan, küçük bir yaprak gibi...
Ne sıcaktı gün ne de soğuktu gece
..
Yaprakların sararıp döküldüğü demdesin
Hüzünlerin gözlere bıraktığı nemdesin
Umutsuz yüreklere şifa veren em’desin
_______Senden geriye kalan ateş değil simdi kül
_______Kasırgada yüreğim artık ömrümde eylül
Yollarında meşakkat sıra dağlar misali
Seninle hayal eder aşık kalpler visali
..
İşte bir eylül daha kirpiklerime asıldı
İşte yine yağmur bulutları kasvetine hazırlanıyor
Güneş mahzunlaşıyor her geçen gün
Geceler bir başka yorgun
Ben kırık
Rüzgâr kırık
..
Bulutun serçeye ihanetidir
Kısırlığı bulutun felakettir
Testereyle doğrandı baş parmaklarım
Bir öksüz kolye labirentte yok oluyor
Esmer bir boynuz saplanıyor düşlere
Gidişlere yama yapamıyor ihanet
Bir kancık kadar sabırlı değil serçe sürüsü
..
Bu kaçıncı eylül sensiz ve kimsesiz
Yanar içimde sahipsizlik
Bir sen varsın birde sensizlik
Bu kaçıncı eylül sensiz ve kimsesiz
Göçerliğimi kuşanırdım
Sınır tanımaz kaçamağına
..
namussuz bi akşam daha peydah olup ilişiverdi pencereme
en arsız halleri ile
eylül damlalarıydı sızım sızım sızlayan
bir başka insan gördüm o pencerede
benden bi parça ve benden en uzak
eylül damlalarıydı içime çağlayan
ve bir taş gibi soğuk
..