abdullah oral Eylülzamanı kitab
Öyle uzak duruyor ki yaşan bizden
Geceler uyuyor acıların içinde
Hayat ormanları kurşunlanıyor
Yıkılmış korkunun kirli yanları
Kalleş ölüme gönüllü koşuyor çocuklar
kurşun eriterek körpe yüreklerinde
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yarım kalan sevdaları yeniden yaşayıp tekrar yarım bırakmaktansa; kaldığı yerden başlayıp daha ciddi yaklaşımlarla omuzlamak en doğrusudur sanırım. Ne defalarca kesintiye uğratılan demokratik yaşamın tepesindeki demoklesin kılıcı, ne de bu yaşamın önüne çekilen setler, yarım bırakılan sevdaları tamamlamaya engel olamaz. Şiirin için teşekkür ederim Abdullah arkadaş.
böylesine güzel şiirlerle gözlerimiz çok sislenecek
diyecek söz kalmamış kalemin sozsuz olsun
Eylül Zamanı
Öyle uzak duruyor ki yaşan bizden
Geceler uyuyor acıların içinde
Hayat ormanları kurşunlanıyor
Yıkılmış korkunun kirli yanları
Kalleş ölüme gönüllü koşuyor çocuklar
kurşun eriterek körpe yüreklerinde
Yağmurdan yine eser yok
Direncin çığlığı yağıyor çağımıza
Sevdanın isyanın
Boyun eğmek döneklikti zulme
Eylülde kanatılmış dağların yüreği
Eylül yürekliler
Dökülüp gitmekte namluların içine
Yılan hikayesi bütün düşler
Tüketmeye çalışırken acıları
Başlıyor kanamaya gözler
Eylül geçiyor kapılardan
Bakmayın martın baharı örgütlediğine
Dolu vurmuş dallarına
Göy ekin biçiliyor şimdi
Paletler altında kalmış kardelen
Unuttuk kiloları
Bir işçi iki baş soğan eder
Yada üç patates
Duymak kolay olsa duyardı herkes
Aç çocukların sesleri tırmalıyor kulağımı
Şimdi eylül zamanı
Okşayan ölüm yanakları
Sen ey baldırı çıplak
Yaşama duyarsız insan
Sen kulak asma bunlara
Sevda türkülerinin söylendiği bir gecede
Bölünmemişse uykuların
Yürümemişsen yalın ayak
Üstüne üstüne korkuların
Ürkütmemişse direncim
Ürkütmemişse açlık seni
Bilemezsin eylülün getirdiklerini
Bizimkilerde
Acının baharı yaşanıyor şimdi
Geriye kalanlar bilir işkencelerden
Dağları nasıl kuşatılır yalnızlığın
Yeniden doğurmaya
Aht etmiş kadınların
Şarapnel dökülmekte rahimlerinden
Analar şallarını örtüyor
Ölü çocukların üstüne
Dudaklarında paramparça sevdanın çığlığı
Çıplak namluya sürülmüş ekmek
Dün gibi taze yarına yüklenmiş acılar
Kim duyuyor kim görüyor
Kapılardan eylül geçiyor
Eylül geçiyor
Sarkık memeler annenin utancından
Aç bebenin gözlerinden
Eylül geçiyor
Ekmeği çalınmış soframızdan
İşçi yutan fabrikalardan
Yorgun iş dönüşünden
Eylül geçiyor
Sokaktan mahpustan hücreden
Tüketildikçe yaşam
Direniyor insan
Şimdi eylül zamanı
Eylül geçiyor kapılardan
Aldanmayın sakın ha
Takvimlerin gösterdiği tarihe
Mayıs temmuz aralık yok
Şimdi eylül zamanı
Yaşamın yüreği hançerlenen
Gençliğin sevdası
Gelinin tel duvağı
İşçinin emeği
Annenin özlemi
Varlık anlamını yitiriyor her şey
Yaşayıp yazamadığım şeyler gibi
Mutluluğun resmini çizmek ne kadar zorsa
Mutsuzlukta aynı zorlukta
Henüz yazılmamış türküler misali
Söylenmemiş sözlerle, öpülmemiş yüzlere
Otuz marta yazılmış ezgiler okunur şimdi
Gözlerimde yağmur başımda bulut
Dağlar uzağında güneşin
Ne zaman başımı kaldırsam
Baksam gökyüzüne
Gözlerime yıldızlar yağar
O zaman anlarım
Yıldızlaşmış umutlar
Şubat 2001
Abdullah Oral
Oy dere Kızıldere, böyle akışın nere
ONLAR bitermi sandın, sana can vere vere..
Dere bizim evimiz, suyu alın terimiz
Söyle nedendir dere, vurulur gençlerimiz..
Dere böyle durulmaz, gence kurşun sıkılmaz
Sanma faşit olandan, bir gün hesap sorulmaz..
30 Mart'ta ölüme koşanlar bugünü kurmak ,geleceğe umut olmak içim ölüme koştular...Yüreklerimizde güzel olan herşeyin filizlenmesi onların sayesindedir...İnsanca yaşamanın neferelerini saygıyla anıyor,yazan kaleminizi,yüreğinizi kutluyorum.....Fatma Güven.
Yüreğinize,
Gözlerimde yağmur başımda bulut
Dağlar uzağında güneşin
Ne zaman başımı kaldırsam
Baksam gökyüzüne
Gözlerime yıldızlar yağar
O zaman anlarım
Yıldızlaşmış umutlar
UMUTLAR YILDIZLAŞMIŞ OLSADA O KADAR UZAK DEĞİL, UMUTLAR HİÇ BİTMEYECEK KADAR GÜÇLÜ, VE BİR OKADARDA GÜÇLÜ DİRENİŞ, ACILAR LA HARMAN OLAN YÜREKLERE DOLAN KİN VE NEFRETLE BOğACAKLAR O İNSANLIK YOKSULU HAYVANLARI..BU GÜZEL ŞİİR iYAZAN KALEMİ VE O GÜZEL YÜREĞİ KUTLUYORUM. SEVGİLERİMLE. Bilal Esen
Selam gönül dostu,
Kaleminden yaşam çilesi süzülmüş
Derine indikçe acılar görülmüş
Okuyan canlar da haliyle üzülmüş
Tebrikler,damlalar kalplere dökülmüş
Değerli kaleminizi gönülden kutluyor,saygılar sunuyorum.Tebrikler.
Okyanuslara açılmaz oldu yük gemileri
Rüzgârlara karşı açamadılar yelkenleri
Taşıyamadılar içlerindeki hazineleri
Ulaştıramadılar sevdalara emanetlerini
Suları çekilmiş sanki okyanusların
Gözlerde donup kalan yaş gibi
Güneş doğmaz oldu bulutların ardından
Hiç görünmedi artık mavi sonsuzluk
Hep bulutlu kaldı gökyüzü
Isıtamadı üşümüş bedenleri
Ay doğmadı gecelerine
Karanlıkta bıraktı tüm evreni
Aynı sevdasız yürekler gibi.
—Kırıp at artık esaret zincirini
Çıkartıp at ayaklarından prangaları
Söküp at içinden kini öfkeyi
Doldur yüreğine sevgiyi
Hava gibi, oksijen gibi
Sevdanın sonsuzluğunda ıslat tenini
Ve
Korkma sevmekten, sevilmekten
Aç yüreğini merhaba ben geldim de
Tıpkı yeni doğan bebek gibi....... Türkan DİNÇER
Sevgili dost muhteşem dizler ve muhteşem bir şiir. Gözlerimden akan yaşları annelerin rahimlerinden akan şarapbnel parçalrına bıraktım, belki eritir yok eder diye, beynimden hiç kaybetmediğim umudumu sorgusuz sualsiz kendi hırsları uğruna işlerinden çıkartılıp, çoluk çocuğunu yok olmasını sağlayan göbeği ot deği et yemekten şişmiş, kendini adam sananlaraın yüreğine bıraktım, yüreğimde tutuğum sevgiyi üç engelliyi oynayan halka bıraktım belki engellililkeri biter şaş kaza sesimi duyabilirlerde, yattıkları uykulardan uyanırlar diye. ama nafile hiç bir şekilde duyuramadık sesimizi ve çığlığımızı ve onlar yine devam ediyor harabaye çevirmeye yüreğimizi.
Yine dizlerinizle söyleştim içimden geldiği gibi ve çekip gitmek zamanı geldi. yoksa çok daha fazla konuşup onnlarında beyinlerini karıştırmak istemiyorum. Yüreğinizden sevgi hiç eksişmesin. Sevgilerimle dost. ve tam puan.
Ekmeği çalınmış soframızdan
İşçi yutan fabrikalardan
Yorgun iş dönüşünden
Eylül geçiyor
Sokaktan mahpustan hücreden
Tüketildikçe yaşam
Direniyor insan
Şimdi eylül zamanı
Eylül geçiyor kapılardan
Aldanmayın sakın ha
Takvimlerin gösterdiği tarihe
Mayıs temmuz aralık yok
Şimdi eylül zamanı
Yaşamın yüreği hançerlenen
Gençliğin sevdası
Gelinin tel duvağı
İşçinin emeği
Annenin özlemi
Varlık anlamını yitiriyor her şey
Yaşayıp yazamadığım şeyler gibi
Mutluluğun resmini çizmek ne kadar zorsa
Mutsuzlukta aynı zorlukta
Henüz yazılmamış türküler misali
Söylenmemiş sözlerle, öpülmemiş yüzlere
Otuz marta yazılmış ezgiler okunur şimdi
Gözlerimde yağmur başımda bulut
Dağlar uzağında güneşin
Ne zaman başımı kaldırsam
Baksam gökyüzüne
Gözlerime yıldızlar yağar
O zaman anlarım
Yıldızlaşmış umutlar
Şaire ve şiire selam.
Kutlarım.
Mustafa Yiğit/Adana
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta