Eylül ve Poyraz Şiiri - Yorumlar

Feride Özmat
25

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Dizleri üstüne çökmüş, sahildeki en cılız palmiye ağacının dibini çapalıyordu. Toprak sert ve çatlaktı. Biraz daha devam etse, elindeki küçük çapanın sapı zorlanmaktan neredeyse kırılacaktı. Yine de hızını kesmeden, kararlılıkla, deşmeye devam ediyordu. Kendini durduramıyor; kazdıkça yıllardır birikip duran düş kırıklıklarının acısını çıkartmak istermişçesine, toprağa birbiri ardına darbeler indiriyordu. Hırkası sırtına, atkuyruğu yaparak topladığı saçları ensesine yapışmıştı. Her esintide biraz daha ürperiyordu.

Uzaktan gürültüler duyuldu. Sanki yıllardan sonra birdenbire harekete geçmeye zorlanan paslı makinelerden gelirmiş gibi, etrafa yayılırken insanın yüreğini sıkıştıran, anılar boyu gıcırtılar... Gelen bir kadındı; elleri ikiz pusetinin sapında, sırtı dik, ufka bakarken kendi kendine gülümseyen bir anne. Tekerleklerin gıcırtısı yürüdü, yürüdü; kıyıya ulaştı ve sustu. Bebek sesleri dalga seslerine karıştı.

Annenin şefkatli mırıldanmaları kulağına ulaşıyor; sonra süzülerek yüreğinin tam ortasına taş gibi oturuyordu. O sımsıcak tınılarda yaşamayı istediği ama gerçekleştiremediği öyle şeyler vardı ki, duyduğunda yüzü, zamanın ağır izleri altında ezilip çürümüş sözcükler gibi büzüldü, ufaldı; ufalandı.

“Eylül ve Poyraz! ” dedi, dibini çapaladığı ağacın gövdesine bakarak.

Tamamını Oku