Kızıl Eylül sabahlarında
parça parça astınız beni
adım;
Mustafa,Selçuk,Halil,Fikri,Cengiz,Cevdet,Ahmet ve Ali
sıkı yönetim var
çatık kaş,mağrur baş ve paça pileli
sehpaların herbiri dörder köşeli
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Evet genç yiğit kardeşim. Eylül yaralarını unutamıyoruz. Sen kızıl koymuşsun adını, ben kara.
Ve şiirini ''Kara Eylül Acısı'' başlıklı şiirim ile destekliyorum.
Kara Eylül Acısı
Gözyaşım galebe çalar gözümde;
Utanır yüreğim, saklar acıyı.
Eylül yangınları sönmez özümde;
Sonsuzluğa doğru ekler acıyı.
Geçit töreninde sanki şehitler;
Sürüklenir gider benden benliğim.
Kaynar yüreğimde, taşar ağıtlar;
Kaçar, firar eder benden benliğim.
Bir kara dehlizde yapıldı sorgum;
Duvarlar set idi feryatlarıma.
Yaralar kanardı, olmadı sargım;
Yıllar sığıyordu saatlerime.
Orda vicdanların en karaları
Sırtıma binerek yoruyorlardı.
Tenimde sönerdi sigaraları;
Yaralarıma tuz vuruyorlardı.
Kazındı aklıma, aklım yoruldu;
İzleri derinde, bir kara zaman.
Kırbaçların kırkı birden vuruldu;
Duyan olmuyordu, sessizdi figan.
Günü tanımazdık, zaman hep gece,
Kapkara tavanlar yorganımızdı.
Düğümlenir diller, demez tek hece:
Yerdeki ıslaklık al kanımızdı.
Hayallerim uçar giderdi benden,
Kara tavanlara dalar dururdum.
Atamazdım canı bir türlü tenden
Avuç ile saçlar yolar dururdum.
Yâri düşünürdüm molalarında.
Karşı koydu düşler darbelerine.
Her melanet vardı hilelerinde;
Direnmiştim çağın zorbalarına.
Gözyaşım galebe çalar gözümde;
Utanır yüreğim, saklar acıyı.
Eylül yangınları sönmez özümde;
Sonsuzluğa doğru ekler acıyı.
Üstelik infazdan bir gün evvel radyo haberlerinde 'kendi infazlarını dinledikten sonra'
'Ben 12 Eylülün nesini seveceğim
Yapana yaptırana ipte de söveceğim'
__Duyguların duygularımızıdr.
selamlarımla.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta