EYLÜL HAVALARI
Su yorulur, toprak yorulur, ağaç yorulurdu.
Taşra boşalır, merkezleri doldururdu
Gurbetten döner gibi
Eylüle dönerdik
Okul, kitap ve sen kokardı
Eylül havaları…
İsa’nın eli gibi ruha değen bir gözdü eylül.
Zamanı hayattan ayırırdı
Mevsimler redoks yorgunu,
O, bereketin patronuydu.
Yapraklar güneşin efkârını çekerken
Gözden gönüle eserdi eylül havaları
Yapılmamış bir savaşın zaferiyle
Bir yanda alevlenen ruhlardan kelleler damlar
Diğer yanda orkideler ağlardı.
Ne gönülde ana, ne akılda baba kalır
Her gün biraz daha renklenen
Bir rüya idi eylül havaları
Eylülde ekilirdi gelecek
Bir ömrü içinde saklayan gözlere
Büyük antlara tutunan niyetler
Bir kader olup yürürdü
Doğmamış günlerin kapılarına
Beni içine çeken o gök gözlerine
Yalnızlığımdan korkar, bakamazdım
Yeryüzünü mezar içi gibi yapsa da ayrılığın
O göklerde başka yıldız istemez
Korkuyu sevgimde boğardım
Matematik yükseltse de karlı dağlarını
Tek hece sesinle ısınan içimin
Her yanını kardelenler bürürdü
Laleler çoktan çekilip gitse de
Umurunda değildi eylül havalarının
Sen yokken uzamazdı sözlerim
Buna içimdeki berber izin vermezdi.
Rengini saçından alan bahar gibi
Bir oksijen bir de sen vardın
Okyanuslar kadar engin gözlerinde
Sevda gemileri yüzerdi.
Nesrin çiçeği şiirler kalbime dikendi.
Gündüzleri bir çöl sarar
Geceler asfalt sererdi rüyalarıma
Gamze ferahlığıydı hasretin
Yağmur olup düşen yollarıma
O, hava ile dolmuş bir haldi.
Geçen zaman çekti o ruhu bizden
Kitap içinde kurumuş bir çiçek gibi
Bilmem kaç eylülün dibinde o hatıralar.
Artık, ne o eylüller bende kaldı
Ne sende o havalar…
HASAN SUVER
Kayıt Tarihi : 30.10.2017 13:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!