yüreğin susturulmuş yanıyla gel/gel eylülce açıl biraz
bu eylüller hicran için var sanki çok farklı dokunur insana
nice ayrılıklar var ki yeşertmiştir hiç olmayacak duaları
hasretim nehirden daha uzun dur birazcık aksın sana
hiç okumadan yak bu şiiri/şiirde kalsın bu cevapsız sorular
biz ömrün yollarında çileyi derledik bile bile
mavi buz kırığı olmuş ikimizi göstermez bu aynalar
elbet baharın bir şavkı takılıp kalmıştır zülfün ince teline
dağ suyu ol dökül biraz irkilsin ruhumdaki çiçek kökleri
günahlarım cam kırıklarında akşam güneşinde yanarken
bu mevsimde çok görürsün özellikle vuslat hayali
rüzgar uğultusu çocuk gibi yamaçlarda kayarken
kanatlarındaki ölümsüz efsane karanlığı söndürür
izdivaç renkli kelebek şem-i rûşende aşk içinde yanarken
her eylül dirilir bende ve beni her gün öldürür
efsunlu perilerin inat mizaçları hepsi sende yaşarken
bu akşamda kıyısız derya kenarında yine beklerken seni
kurşuni renge boyadım denizi güneş batacak yer arıyor
bulandırdı beni şu kuytuda ters takla atan densiz kuğular
sudaki izlerin öptüm diye seni bana yar sanıyor
bu mevsimde dudağıma ilişir bütün sarı türküler
bu mevsimde öfkeli dalışa geçer balık ve martı sürüsü
bu mevsimde yanmıştır mektup-şiir ve bütün şarkılar
bu mevsimde bulunur göçmen kuşların ölüsü
hüzün saltanat kurdu ve reva gördü eylüle
içim dışarıdan görünüyor çok eskidi pembe şafak tülleri
bir ara teşrif eyle yüreğimdeki sana mahsus yerine
şu sonbaharı sil mevsimlerden bitsin bu eylül halleri
gelirken çiğ düşer /üşürse ellerin kalbine geri dönersin
zemheri yaftasını artık hamaylı gibi asmışım boynuma
yüklerim eylül yapraklarına zümrüdüanka efsanesini
bir kucak yıldız koparıp galaksiden alıp yatarım koynuma.
Kayıt Tarihi : 1.9.2014 00:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

"Eylül Halleri" Şiiri Analizi
İlhami Bulut'un "Eylül Halleri" şiiri, sonbaharın ve özellikle Eylül ayının yarattığı melankolik atmosferi, ayrılık, özlem, umut ve umutsuzluk gibi evrensel temalarla harmanlayan lirik bir eserdir. Şiir boyunca şair, Eylül ayını sadece bir mevsim olarak değil, aynı zamanda içsel bir durumun, bir hüznün ve bekleyişin sembolü olarak kullanır.
Temel Temalar ve Duygular
Ayrılık ve Hüzün: Şiir, "bu eylüller hicran için var sanki" dizesiyle doğrudan ayrılık ve hüzün temasına girer. Şair, Eylül'ü aşk acısıyla, "yüreğin susturulmuş yanı" ve "yüreğimdeki sana mahsus yer" gibi ifadelerle ilişkilendirir. Bu, ayrılığın ve tek başına kalmanın getirdiği derin bir üzüntüyü yansıtır.
Özlem ve Bekleyiş: "Hasretim nehirden daha uzun" ve "kıyısız derya kenarında yine beklerken seni" gibi dizeler, şairin yoğun bir özlem içinde olduğunu ve sevdiğini beklemenin çaresizliğini gösterir. Bekleyiş, denizin kurşuni renge boyanması ve güneşin batacak yer arayışı gibi imgelerle daha da dramatikleşir.
Umut ve Umutsuzluk Arasında Salınım: Şiirde, "nice ayrılıklar var ki yeşertmiştir hiç olmayacak duaları" ve "elbet baharın bir şavkı takılıp kalmıştır zülfün ince teline" gibi umut kırıntıları da mevcuttur. Ancak bu umut, "her eylül dirilir bende ve beni her gün öldürür" dizesiyle yerini tekrar umutsuzluğa ve hüznün döngüselliğine bırakır.
Doğa ve İçsel Durum Paralelliği: Şair, dış dünyadaki doğal olaylarla kendi iç dünyasındaki duyguları birbiriyle örtüştürür. Rüzgarın uğultusu, ters takla atan kuğular, göçmen kuşların ölümü ve sarı türküler, şairin içindeki karmaşayı, acıyı ve melankoliyi yansıtan güçlü metaforlardır. Sonbaharın solgun renkleri ve soğuk atmosferi, şairin ruh halinin birer aynası haline gelir.
Semboller ve Metaforlar
Eylül: Şiirin merkezinde yer alan Eylül, yalnızca bir mevsim değil, aynı zamanda ayrılığı, hüznü ve bitişi simgeleyen ana semboldür. Şair için bu ay, her defasında aynı acıları yeniden yaşattığı için bir lanet gibidir.
Mavi Buz Kırığı ve Ayna: "Mavi buz kırığı olmuş ikimizi göstermez bu aynalar" dizesi, ilişkideki soğukluğu ve mesafeyi vurgular. Bu ayna artık onları birlikte yansıtamaz, çünkü aralarındaki bağ paramparça olmuştur.
Ölü Kuşlar ve Sarı Türküler: "Bu mevsimde bulunur göçmen kuşların ölüsü" ve "bu mevsimde dudağıma ilişir bütün sarı türküler" gibi ifadeler, umutların tükenişini, hayallerin ve neşeli anıların yerini hüzünlü ve solgun duygulara bırakmasını simgeler.
Şiirin Genel Yapısı
Şiir, serbest vezinle yazılmıştır ve yoğun bir içtenlik taşır. Dizeler arasında bir mantıksal akıştan ziyade, duygusal ve sezgisel bir geçiş vardır. Şairin duygu durumundaki dalgalanmalar, şiirin ritmini ve imgelerin ardı ardına sıralanmasını belirler. Şiir, adeta bir iç sesin dışavurumu gibidir; bir an umutlanıp bir an sonra yeniden karamsarlığa kapılan bir ruh halini yansıtır.
Sonuç olarak, "Eylül Halleri" şiiri, sonbaharın melankolik atmosferini kullanarak, aşk acısını, ayrılık ve özlemi derinlemesine işleyen, sembollerle ve güçlü imgelerle dolu bir eserdir. Şair, iç dünyasındaki karmaşayı ve acıyı, doğa olaylarıyla bütünleştirerek okuyucuya dokunaklı bir deneyim sunar. Şiirin son dizesi ise, bu döngüsel acıdan kurtulma arzusunu, Zümrüdüanka efsanesi gibi yeniden doğuş temalarıyla harmanlayarak, bu hüzünlü tablonun içinde bir çıkış yolu arar. Harikasın hocam O kadar güzel anlatıyorsunki. Şiiri okurken damarlarımızda dolaşıyor. Tüm şiir severlere selamlar. İlhami BULUT hocam derki Şiire devam...DUYGULARIN ŞAİRİ ÖMER TURAL..
*
Eylülde başka akar nehirler
biraz boz bulanık
biraz gürlüce
gönül ne düşünür
dil neyi söyler
biraz deli- dolu
biraz özgürce.
Eylül bu ne desem havası başka
afrası başka
tafrası başka
ipini çekmesin bi defa aşka
biraz sıkı - fıkı
biraz süzgünce.
Kaçıncı vuruşu göçmen kuşları
kanayan yüreğin
sargısı benim
havada S çizen son uçuşları
izleyerek kopar
candan bedenim.
Bir papatya falı, uğur böceği
konuver yakama
açılsın bahtım
yok gönlün güzlerden vaz geçeceği
varsın sarı olsun
yeşil afakım.
Bir hüzünlü bulut ağlar gökyüzü
bir veda sireni
nereye göç var
yüreğimde yanar hasret ateşi
ta ki senden gelen
vuslata kadar.
Eylüller bu kadar olmazdı sıkça
dalımı sarıya boyayan fırça
kuru dallarında yeşil umut var
bir aşiyan durur
yüreğim kadar
kanat seslerinde çırpınır ruhum
müjdeli bir haber
arar dururum.
belli bu eylülde ayak sesleri
uzaklaşırken bir bir izleri
şavkı vurur suya
gülünce mahım
ah eylül ne bu naz
neydi günahım...
----
Huzurlu vakitler değerli hocam.
Çok güzel bir şiir okuduk.
Kaleminiz, kelamınız daim olsun.
Güzel dostlarla olmak adına bir şeyler karaladık.
Yorgun argın bu kadar yazılır nazire.
Sürç- i lisanımız affola.
Dua, saygılarımla...
Mediha Biyik
Hayal ile gerçeği,dış ve iç âlemin duygularını imaj ve sembollerle yansıtan eser, dış âlemi kendi içinde yaşamak ve yaşatmak isteği hissediliyor.
Şiirde eylül mucizevî bir ay olmasına rağmen ümit ve ümitsizlik duyguların gücüne dayanarak yer yer karşıtlıklar göstermektedir , fakat insan ruhunda var olan aşk tınılarının uyandırabileceği belirsizlik sebebiyle aşka ,sevgiye ulaşma ümidi kaybolmamış ,daima kendini yenilediğini ;
" Elbet baharın bir şavkı takılıp
Kalmıştır zülfün ince teline"
mısralarından anlamaktayız .
Şiir , muhteva ve yapı bakımından harika bir bütünlük göstermektedir. Şair kendi istek ve arzularmını belirtirken,muhatabına seslenmeyi de ihmal etmiyor.,sadece duymuyor ,duyuruyor da. Sübjektif unsurların çokluğu ile seslenme olsa da, objektif unsurlardan ,sübjektif duygulara geçiş dikkate değer bir özellik göstermektedir;
" Mavi buz kırığı olmuş ikimizi
göstermez bu aynalar
***
"Dağ suyu ol dökül biraz irkilsin
ruhumdaki çiçek kökleri "
mısralarında olduğu gibi .
Efsanevî varlıklardan da söz açarak
"Yüklerim eylül yapraklarına
Zümrüdüanka efsanesini "
***
Kanatlarındaki ölümsüz efsane
Karanlığı söndürür "
diyerek ölümsüz duygular ifade ediliyor. Ayrıca " Karanlığı söndürür" ifadesinde harika bir tezat sanatı yer almaktadır. Sanatkârâne ifade şiirinbütününde hissedilmektedir Teşbihler, teşbihi beliğler, mecazlar ve mecazı mürseller ,tenasüp gibi .
Kalem ve yürek birlikteliği harika ,daim olması da dileğimdir
Saygılarımla..Tülay Yıldırım...
Bu AY adımını kapıdan atmayagörsün; herkes şair kesilir.Başka bir eşi yoktur zaten kendini insanlara bağlayan bir ay...
Eylül'deyiz.
Yazmayı sıradışı bir eylem olarak görenler bilirler;hangi odakta nasıl yazılması gerektiğini.Şimdi kalkıp da BULUT'a akıl vermek olur mu? Haddimizi bilmemiz gerek.
Onun fildişi kulesinden nasıl bakıldığına,duygu granitlerinin bu şiir ülkesine nasıl döşenildiğine hayranlıkla bakmak gerek...
Çok saygımla.Çok kutlayarak.
Çok selamla...
hüzün saltanat kurdu ve reva gördü eylüle
içim dışarıdan görünüyor çok eskidi pembe şafak tülleri
bir ara teşrif eyle yüreğimdeki sana mahsus yerine
şu sonbaharı sil mevsimlerden bitsin bu eylül halleri
TÜM YORUMLAR (11)