Eylül dizisi (…..1)

eylül dizisi (…..1)

(bir yıl sonra...)

rotasız,
limansız bir gemi gibiydim,
fırtınalardan,
boranlardan sıyrılan,
ne yol gösteren fenerlerin vardı,
ne de kollarımdan bağlayan babalar,
hep sana sığındım,
dönüp dolaşıp senin kıyılarında kaldım,
belki, bir kez olsun yürekten karşılarsın diye,
değişip, dönüşüp hep sana geldim,
hep sessizliğiyle avundum büyüyen dalgalarının,
bir tebessümün umuduyla,
şimdi! ?
şimdi,
kırık bir kibrit çöp'ü gibiyim,
kaybolmaya yüz tutmuş kırık bir kibrit çöp'ü gibi
ıssız, engin sularında...

ekleme: 01-09-2004

yenigüz

eylül düşmeden düştü kapıma yalnızlık
ardına bakmadan gidişin kaldı
soğuk yenigüz habercisi
soldu güzelim bahar gözlerinde
tutamadım düş erken
geldi arsız güz, ellerin sıcak…
düş/tü kapıma ayaklarının yolları,
düşlerim sıcak, düşüşlerim kanlı …

sarardı yine tuvalde gülüşler
ne yalandı bu isyan
ah nisyan, nisyan…
eylül düşmeden şiirin düştü kapıma
yaralı kuş gülüşlerim
sarı tuvalde bana koş…

rota bulamamıştı yine gemilerim
de kıyı bulmuştu batmaya
mahkum kağıt gemiler
aşk ağır, aşk ağıttı hep uzak
anka kuşu gibi hep doğmuştu
mutlak ölümlerinden gülüşlerde…

gece yaralarıma yol alırdı
şimdi batık gemiler
çiçekler gibi mavzer gölgelerinde
ağır yaralıdır akşamları şarkılar
hüzün mayası gece yarılarımın…

(sen bu kısmı anladığında ben
mahkumiyetin bilmem kaçıncı gününü yatmış olacağım…
en güzel oyun körebe midir sevgiliyle?
yakalamaca oynasak, yakalayıp birbirimizi birlikte koşsak sığınmacı sonsuzluklara…) :)

ekleme: 01-09-2005, 00:03