Eylül'de Gelene III Şiiri - Okan Savcı

Okan Savcı
107

ŞİİR


35

TAKİPÇİ

Eylül'de Gelene III

“ Kap içinde su berraktır denizlerdeki su karanlık
Küçük hakikatin küçük lisanı vardır
Büyük hakikatin büyük sükutu” (Rabindranath Tagore)

Bak!
İstanbul’u temize çekiyor gözlerin…
Boşuna değil
İlk adımda çiseleyen bu yağmur
Ve baktıkça yeşile çalan denizi sahilin…
İnsanlar koşuştursun bırak
Sen ellerimden tut yol yakınken
Hem önümüz kış geliriz yine
O gün de kar tutar gamzelerin…

Bir vakit
Şu kayalıklarda yutkunurdum küfürle karışık…
Çabuk akşam olurdu o zamanlar
İçerdim…
Acıktığımdan değil de
Yüzü gülsün diye alırdım simidi çocuktan
Onu da kedilere verirdim…
Sana da olmuştur bilirsin belki
Yalnızlığını yaşayacak yer arıyor insan öyle günlerde
Buraya oturup da şehirle yüzleşmek
Bana iyi gelirdi…

Neyse boş ver bunları
Geldik sayılır
Burası işte bizim sokak…
İlk misketlerimi burada çaldırdım ben
Topum hep kaçardı komşunun balkonuna
Şu kaldırımdan yuvarlandım bayramda bisikletle
Sorma!
Ayağa kaldırmıştım mahalleyi…
Öptüğün yara izi sevgilim
O günlerden kalma…

Anlayacağın
Ne zaman gelsem buraya
Bahçe kapısından içeri
Benimle birlikte girer çocukluğum…
Sanki yine kışa hazırlık var da
Mahallenin bir köşesine kömür indiriyor kamyonlar
Ve gözümün önünde
Eli yüzü batmış bir velet duruyor hala…

Bu gördüğün
Benim ayakkabım
Zilin üstünde asılı duran…
Nerden baksan otuz yılı var
Hiç eskimeden durur öyle
Gözüme çarpar da dalarım bir an…
Hadi gir içeri,
Hoş geldin yar…

Ve şimdi gecenin karasında
Gözlerinde beliren güneşimdir
O bir çift ela…
Yüzümü gömüp de gönül çukuruna
Uykulara dalmanın vaktidir…
Unutma
Günün ilk ışığıyla aç perdeleri
Ve kucakla bahara benzeyen güzümüzü
Serin olsa da üşümeyiz
Saçların ısıtır
İstanbul örter üstümüzü…


…..
………

Hırkanı giy
Esiyordur kız kulesi…
Bu şehir telaşa gelmez
Bırak kaçsın kaçacaksa trenleri
Sonraki vapura bineriz olmadı
İki çay söyleriz, o vakit gün başlar…
Durdurursun zamanı bir gülüşünle
Sonra sakallarımda gezinir avuç içlerin
Günler uzar,
Gözlerin İstanbul’u temize çeker de
Pırıl pırıl karşılar bizi
Gittikçe sana benzer Üsküdar…

Ilık sesinle yol boyu tutturduğun türkü
Ve nihayet
Salacak’ta bir öğle kahvesi
Arada öpüşlerime eklediğin gamzelerin
Gülüşün… İllaki o gülüşün!
Şimdi daha güzel gözlerine yansıyan kız kulesi…

Güneş batarken binelim Beşiktaş vapuruna
Uzaklaşırken usul usul kıyıdan,
Karşımızda canlanır Necip Fazıl şiiri…
Ve sen ne yap et
Gözlerinde dondur
“ Her akşam camlarında yangın çıkan “ bu semti…

….
……
………

Boş ver işte sinemayı
Hava güzel
İki bira kapıp onun yerine
Keyfimize bakarız
Sahilde ufka dalarız
Bir gül alırız ilk karşımıza çıkan kadından
Yüzdürürsün onu denizde
Bilirim bunu düşlerdin…
Sonra sarılır,
Bolca susarız istersen
Ve ruhumu temize çeker ellerin…


…..
……..

Uyuruz şimdi bir güzel…
Yüzümü örter yine saçların
Yorgun düşersin kollarıma
Çocukluğum sana iyi geceler der
Kapama perdeleri ay ışığı sokulsun aramıza…

İstediğin o ayakkabıyı unutma
Zilin üstünde duvarda asılı
Çantana koy geceden…
Sonra yine geliriz,
Hem önümüz kış daha kar tutacak gamzelerin
Sen de ellerimden tut yol yakınken…

Uğraşma kahvaltıyla boş ver
Bir çay demle yeter sabaha
Kahveyi gidince de içeriz
Hırkanı ceketimin üstüne as ama…

Okan Savcı
Kayıt Tarihi : 17.10.2012 19:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Okan Savcı