Su sattık,simit sattık olmaz dostu satmamız,
Vefasızlıktan dertli eylül çocuklarıydık…
Gökyüzümüz yoktu ki uçsundu uçurtmamız,
Elimizde ondörtlü eylül çocuklarıydık…
Pusulara düşerken çürüktü hep arkamız,
Mamak kadar yeşildi sırtımızda parkamız,
Gecenin ayazında savrulurken hırkamız,
Belimizde ondörtlü eylül çocuklarıydık…
Ramazan düştü yere yiğitlerin en hası,
Yusuf İmamoğlu’nun biter mi söyle yası?
Verilirken erkekçe fikrimizin kavgası,
Dilimizde ondörtlü eylül çocuklarıydık…
Bir ölür bin oluruz çok’a bedel azımız,
Gülmez bizim yüzümüz,kara kara yazımız,
Acı söyler türküler,hüzün çalar sazımız,
Telimizde ondörtlü eylül çocuklarıydık…
Sorgusuz ve sualsiz hücrelere konarken,
Puştluğun sehpasında Mustafa’ya yanarken,
Bir tutam sevdamızı muhannete sunarken,
Gülümüzde ondörtlü eylül çocuklarıydık…
Hikayemiz kesittir bu yirminci asırdan,
Taş duvarlar yastıktır,döşeğimiz hasırdan,
Tabut izi kazılı omuzlar da nasırdan,
Ölümüzde ondörtlü eylül çocuklarıydık…
ÖMER TÖME/KAYSERİ
Ömer TömeKayıt Tarihi : 16.12.2007 23:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ömer Töme](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/16/eylul-cocuklariydik.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!