Özgürüm hiç olmadığım kadar sana tutsaklığımda
Açıyorum kollarımı kucaklamak için dünyayı
Ağlamaklı aşk hikayemden çalıyorum sancılarını
Duaların aminleri titriyor öpüşüne hasret dudağımda
Giyotine verin başımı aldırmam bundan sonra
yüreğimden bir yol uzandı yine
denizi ak,martıları çılgın ülkene
sesimin yettiği kadar bağırdım
duymadığın o ses,bendim
bendim
yokluğuna bir akşam güneşiydi gelişim
hüzün kokulu karanfil takardın yakana
katran karası yalnızlığımda adın
leylakların hüzünlü prensi
ay ışığı üşür parmak uçlarında
acizim acuzetimde
bi-tap sevişmelerin
paranoyası gülüşüm
sitemkarım
günahkarım
gülkurusu akşamların
Yok olan umutlarımda sabah oluyor sevdiğim
Uyanıyor bir faslı bahar
Kirpiklerimden gün düşüyor
Gecede bir efsunlu nazar
Uzakta bir ceylan üşüyor
Kalbim yeniden atıyor azar azar
korkularımda aç zebaniler
ve hurafe etekli havariler vardı
Ellerim duada,yürekte yakarı tadı
''yalvarma bu günah bağışlanmaz'' dediler
hani Tanrı esirgeyip bağışlayandı
Sanadır arzdan arşa giden yollarım
Yürüdüğüm dikenlerde ayak izlerim kanar
Zaman unutma zamanı oysa
Bırakma beni diye yüreğim çığlıklar atar
Bırakamam
Affet...
sakin bir liman gece
tüllerini savururken hayaller
taze bir gelin olurum
kumsalda kalır ayak izlerimiz
tahta bir iskelede ikimiz
sana bir kuş cenneti vaad edemedim
kuşlarımın hepsini sen vurmuştun
bülbülüm altın kafeste ötmeyi unuturken
kanaryamın nesli tükenmişti
sana baharlar vaad edemedim
Gittiğinden bu yana
Mavi çamlara küstüm,hem arsız yağmurlara
Hani aniden başlayan
Ve bizi koşturan çocuklar gibi
Bir metro çıkışından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!