..Bazen en güzeldir susmak!
Kelimlerin yetersiz kaldığı yerde sessizlik anlatır… bir iç çekişe, bir bakışa ve bazen bir gülümsemeye sığan yaşamların öyküsü karşısında, sayfalar dolusu ciltler dipsiz karanlık kuyulara atlamak, yok olmak ister…
Dinle AY’dan beni, yıldızlar anlatsın Ay yorulduğunda, güneş gibi ısıtsın kelimeler yüreğini, gözlerinde gökkuşağı belirsin, dudaklarında tatlı bir tebessüm eşlik etsin kelimelere…
Dinle beni, benden değil, gökyüzünden, sessizlimde yaşattığım sevdamı anlatsın…
Nasıl koruduğumu aşkı… kirlenmesin diye… lale devri aşkları gibi, son kadehde ki son yudum gibi, tertemiz kalsın, tadı damakta yıllansın…
Dinle beni martılardan, mehtapta gördüğüm gözlerini onlara nasıl anlattığımı anlatsınlar…
..bütün anılar çekip gidenlerle dolu,
ve tüm acılarda ise kalanların adı saklı,
kalanlar gitseydi anılarda,
gidenler kalsaydı adları acılarda saklı olacaktı..
ya şimdi, soruyorum kendime,
..Bir kelebek gördüm dün gece rüyamda,
Bembeyaz’dı…
Masum hayallerim gibi
Simsiyahtı gözleri
Yalnızlığım gibi
O kadar naifti ki kanatları
..Nasıl bir çarpıntı bu Rabbim!
Yüreğimde bir kuş
Nasılda çırpınıyor
Özgürlüğü arzuluyor
Gözlerde umut
Ellere çaresizlik
..Bu derin sessizlikte ne çığlıklar gizli,
Ve bu karanlık gecede ne sırlar,
Ne hüzünler,
Ne acılar
Ve ne tutkular gizli…
Dillense gece, ne anlatır acaba?
..zehirli sarmaşıklar sardı bedenimi, her bir yaprağında bir çift göz benden uzakta, gökyüzünden bakıyor yüreğim, tutmuş ellerimi çekiyor kendine, 'bir'ken ayrı düşmek niye! ? Kurtarmalıyım bedenimi zehirli gözlerden, zehirli dillerden… hep uzaklardaydı ruhum, yanına çağırıyor şimdi, 'yüreğimi' göndermiş bana, bilmediğim yolda yoldaş/rehber olsun diye… kaçmanın faydası yok, karanlık kuyularda hürriyetim, AY vuruyor, yakamozlarda yüzüyor korkularım… düşler diyarından gelen gemi demir attı yalnızlığımın adasına, bir avuç umut bıraktı, ektim yüreğime, bir dünya papatyam oldu, bembeyaz kelebekler aşık oldu, nerden geldiler? Meleklerden mi öğrendiler? Yoksa güneşi mi takip ettiler? Oysa doğmazdı yüreğime benim, ahitli!
AY’dım ben, bir araya gelmesi imkansız iki sevdalı… ya o vazgeçecekti aydınlığından, ya ben karanlığımdan! Ne o vazgeçebilirdi sıcağından, ne ben yıldızlarımdan! Tan vakti şahit kalacaktı ardından çaresiz(im) (b) akışıma… her şafakta avaz avaz susuşuma…
Eylül AY
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!