Gazele sevdam oldu hep.
Mutluluktur hışırtısında yürümek.
Yaprağı dökülmüş ceviz ağacında,
Son kalan cevize bakan sincabı seyretmek.
Yaprak dökmek,
Çalıya dönmek hüzünlü olsada,
Hep sevdam olmuştur güzele.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kutlarım üstad...şiir kıvamında şiir tadında..saygılarımla...
Şiiriniz çok güzeldi.
En içten tebriklerimle..
Timur İlikan
Beni Eylül bu hale getirdi dostlar.
Böyle bir günde aşık oldum.
Eylül aşkı,
Yağmuru,
Karı,
Boranı hesap etmeden,
Sevdim.
Döktüm yaprağımı bu hale geldim.
güzel dizelerdi sevgili şair yürekten kutlarım saygılarımla
ah eylül hep hüzünmüdür bende biraz hüzünüm ondan olsa gerek hangi şair dostumun eylül le ılgili şiirini görüyorsam saldırıyorum
ne yazıkki evet hep hüzün taşıyor eylül
şiir çok güzeldi mürekkebiniz asla kurumasın
m başkır
ilkokulda defterlerimizin arasına incelemek için koyduğumuz yapraklar getirmesin bu hale bizi hocam.bilinç altı diyorlarya.. oğretmenlerimizde de var hata.sadece eylülün değil suç
yazın siz keyifle okuyoruz
Gazele sevdam oldu hep.
Mutluluktur hışırtısında yürümek.
Yaprağı dökülmüş ceviz ağacında,
Son kalan cevize bakan sincabı seyretmek.
Yaprak dökmek,
Eylül hüznün mevsimi....Eylül ayrılıkların hüznü....
Yüreğien sağlık cok beğendim kaleminde sevgi eksik olmasın...
çok güzel..şu anda evimde sincapları izliyorum..bahçe ceviz ağaçlarıyla dolu..oradan oraya koşuyorlar..harikalar. bence eylül çok güzeldir..bizim yaşlarımıza benziyor..çok sıcaklar bitti..hafif bir hüzün olgunluk ve yaşanmışlık var..aşk sizin şiirinizdeki gibi olmalı..doğru olan o..hesapsızca..olsun dökülsün yapraklar..şiir çok güzeldi..sincaplar ne kadarda hızlılar..yakalamaya çalışıyorum karelemek için bir resim.çok zor..saygılar
eylül aşkları sanki hep ayrılıkları aklımıza getirir değil mi? güzel bir eylül aşkını okudum öğretmenim saygılar sunuyorum.. da' lar ayrı yazılacaktı.. gözünden kaçmış olacak..::)) ee ne yapayım ikimiz de türkçe öğretmeniyiz üstadım.. noktalamaya da bakacağız değil mi?
yılların alışkanlığı kusura bakma öğretmenim...perinur olgun
Beni Eylül bu hale getirdi dostlar.
Böyle bir günde aşık oldum.
Eylül aşkı,
Yağmuru,
Karı,
Boranı hesap etmeden,
Sevdim.
Döktüm yaprağımı bu hale geldim.
kutlarım abim çok hüzünllü güzel bir şiir olmuş
EYLÜL
Ben de çok severim Eylül Ayı'nı . Yaşamım'da bir çok iz bırakan tatlı ve acı anılarımı Eylül'de yaşadım hep.Eylül ayında almıştım anne olacağımın müjdesini.. daha ne olsun..
Sevgiler Eylül'e ve Eylül yorgunu şaire....
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta