Felekten damlayan mürekkebin libas giydiği aydı Eylül.
Gecesi Süreyya yıldızlarıyla dizilmiş hurinin boynundan dökülen incilerdi.
Her dökülen mühre,fecri ışıl ışıl aydınlatıyordu.
Kevkeb nuruyla destek veriyor gök gündüzdeydi.
Fecri kazif,fecri sadığa büyük bir arzuyla feda ediyordu.
Minareden ezan sesi,dünden kalma gözlerle mor halkalar perdesindeydi.
Hüccetler gösteriyordu ki çağ açıp kapatacak lüzumla karalacaktı kitaplara.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Hüsamettin bey,elzem yorumunuza ve ziyaretinize şükranlarımı arz ederim efendim.
Sizinde şiirler kafiye,redif...anlamlı haliyle bir uyum içinde kaleminize sağlık...
Selam,saygı mukabilinde esenlik dilerim.
Ne güzel demişsiniz
dilinize sağlık
beğeni ile okudum
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta