Su kaybediyor akışkanlık özelliğini
Nabız unutuyor atmayı
Dağlara ilk yağmurlar yağarken
Ovada ölecek yaşa gelmiş kızıl güneş
Artık tenleri yakmayı bırakıyor
Ceviz ağacıydı, oldu hüzün ağacı
Ovalarda sarı saltanatını sürüyor
Zaman sanki bir kitabın ayracı
Her sayfada başka bir anıya çarpıyor
Uzaktaki nehir
Muhalif fizik bilimine
Kendini kendine sarıyor
Bütün ayların içinde
Bak eylül nasılda sarsıcı
İçtiğimiz su bile sanki su değil, acı
Her eylülde böyleyim işte
Yürürüm, yürürüm düşerim
Bazen yolumdan geçerim
Ama ayaklarım, başımın tacı
Ve bir yere uzanır,
Yastıksız yorgansız yatarım
Bir tezatlıklar ülkesidir bu ay
Gülerken bastığım toprak,
Kanar avuçlarım
-Çokta çaresiz sayılmam
Güçten düşerse bedenim
Alır düşü gerçeğe sayarım-
Hani herkes bulur ya içini dökecek birini
Ben oturup adressiz şiirler yazarım
Her eylülde böyleyim işte
Okullar açılır
Ağaçlar çıplaklığa yol alır,
Caddelerde bir telaş bir heyecan…
Ben ütüsüz kıyafetlerime hüzünler basarım
Kayıt Tarihi : 29.9.2023 10:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!