Kavrulmuş doğanın yanaklarını öperken ağaçların yaprakları
Bir damla suya muhtaç İda'da ormanlar susuz eylül akşamları
Sen içimizi ferahlatan yağmur olarak bugün inince yeryüzüne
Bil ki sevincim duadır, sana olan aşkım yükselirken gökyüzüne.
Nehirlerin gözyaşları kurudu, kurak geçen pandemi yazında
İnsanlık asırladır böyle bir acıyı yaşamadı şu kader yazısında
Ne de çetin bir imtihandı yaşadıklarımız hastane odalarında
Adın bende gizlidir seni anarken han diyarı dünya sınavında.
Her şeyden haberdar olan levhalarda yol gösterici ışığım sensin
Sensin kalbim örtülü iken her şeyi en iyi bilen sen sevdiğimsin
Ziyana uğrayan kimselerden ayırdım yol haritamın sensiz rotasını
Hakkında karar verilenlerden eyleme, bana nasip et azat şarkısını.
Kuşkusuz eylül bir yılın tufanıdır hazan talanının güz ölümünde
Oysa ki tekrar dirilişin adıdır bahar, her yıl Hıdırellez gününde
Senin adının güzelliğidir beni yaşatan hazanın şükür akşamında
Sen varken içimde hiç serseri olmadı gönlüm aşkının sevdasında.
Hiç bir zaman zulme razı olmadı yolunda yürürken kalbimin atışları
Eylülün vedasında yeryüzü üryan bakar güneş batarken akşamları
İnsanların bir çoğu idrak etmez? nasıl yağar yağmurlar bulutlardan
Bu nasıl bir devrandır ki doğada milim sapma olmaz ilahi nizamdan.
Her güzelliğin sahibi sensin ki Eylülde devranı kusursuz yarattın
Eylülün ahiri hazandır, nehirlerin coşkusunu aşkınla sen akıtırsın
Kaç kişi kader yazısını okuyabiliyor hüzün aynalarına bakmadan
Seni sevenler sevdanla yaşayıp göçtüler ebedi aleme dünyadan.
Bir idrak ayıdır eylül, yeryüzünün hazan talanının fosil vedasında
Hiç kimse seni hesaba katmadan mutlu olamaz dünya sefasında
İnsanın yüzü coğrafi işaret taşır nehirlerin bereketi taşınca doğaya
Her an aşkına muhtaçtır ruhum, ellerim dua için açılırken semaya.
Eylül - 2020
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 18.12.2020 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!