Nice Eylüller gördük, ılık rüzgarları,
Kısık ateş kıvamı güneşiyle hoş ve yumuşak.
Bahar yağmurları gibi, delip geçen,
El ele tutuşmuş aşıkları hoyratça seven...
Hüzünle kederi çağrıştıran, toprağın nem kokusunda,
Bir hazan döşeğine bürünmüş tabiat dokusunda...
Samani renge çalmış yapraklarla, benzi solmuş,
Her düşen yaprağın ardından ümitlerde yok oluş,
Sen ki Eylülsün! kırıp dökersin dalları budakları,
Önüne kattığın yapraklarla tozu dumana katarsın.
Sakar aşıklar gibi, her şeyi döküp saçarsın,
Mevsimlerin haşarı çocuğu, kimse sormaz sana bu ne diye!
Eylülüm sana bir haller oldu! Oysa ben küskünüm hayata.
Kolum kanadım kırık, bağım, bostanım, gülistanım virane...
Sen Eylülsün Aralık pozlarından vazgeç, bu tafra niye?
Sana hiç yakışmıyor, koş, ıslık çal, raks et bak keyfine...
Kayıt Tarihi : 8.1.2017 20:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!