Ağustos durgunluğumun vefası bitti,
Unuttuğum buzulları hatırlatıyor dökülen yaprakların,
Gözler yağmura hazır, hele bir şimşek çak Eylül,
En korkulusundan...
Senin yaprakların yere düşünce
Uçurtmalarım süzülür göklerimde,
Mevsim normallerinin altında uçurtmalar,
Güneşi saklaman gibidir, yüreğin kaçışı bu ayda,
Bir göz kırp, uzak olsa da güneşin Eylül...
Adı üzerinde sonbahar,
Kuşlar aynı kuşlar, gökler aynı,
Ne söyler bulutlar böyle kara kara,
Soluk çatılar gibi donuk duygulara, fısıltıyla,
Olsun... tatlı kasvet hepsi... bilen bilir Eylül seni...
Ölüme beş kala, hayatı çeyrek geçe,
Ağzı kulaklarında denizlerin, bomboş,
Nisan özlemi sinmiş yağmurlarına,
Yazın saçlarını ıslatırsın tel tel,
Bir yürek sökümü mevsimi, Eylül...
Ağzıyla kuş tutar ağaçlar,
Yüce Kudret'in el yordamıyla gelir serinlik,
Gözyaşıyla karışık gök gürültüsü, hava durumu,
Senin son bahar oluşun değil sorun, sorun başka,
Son yaprağın da düştüğünde ne mi olacak? Eylül,
Uçurtmamı toplayacağım, Nisan'a kadar...
Acayiptir gitmeler, gelmeler,
Mevsim terminali... içilmiş çaylar orda burda,
Eylül... sen böyle olmasan, konuşmazdım seninle,
Birine benzetiyorum seni
Sen de benim gibi yoksa,
Yoksa... gülden uzaklığın mı seni böyle yaptı... Eylül...
Kayıt Tarihi : 24.8.2015 16:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!