Eylülün 21 i
öğlen sonrasının 4 ü
Güneş
eskimiş yüzlü vesikalı
Kafalarından
çok uzakta olan bu şehirde
Kitapçılardan
soluklanan barlardan birinde
Oturmuş 3 adam
Konur sokakta
Kızılay’ın
Vitrinlerin uyuyan heykellerinden
yoksun
Egzozlarından yükselerek ulaşan ezgileri
öğütüyordu gençlerin coşkulu sesleri
Görünen o ki
şehrin yaşadığını ispatlayan
Öğrencilerin
aydınlık yüzüyle kaynaşan
kalabalığın şöleni
Yüzlerce yıllık gizleri içlerinde
köşeden fırladı iki taşralı
figürleri biraz heyecanlı
düşlerini yaşamak için vardıkları bu yer
içinde saklanabilecekle bir nehir
Silinirken gün
Yıldızların
sinesine bıraktıkları
diş izleri
yaldızlı
Kafalar dumanlı 3 adamda
Birazda biralar yardımda
Düşerken sokak ampullerinden ışıklar
Devam etmek için rakıyla
Bindiler bir arabaya
Üsküp caddesine varmaya
Uzamaya başlamıştı otomobillerden
Karnını yararak şehrin
Yıldızları küle döndüren ateşler
Vardıkları zamane meyhanesi
Duvarlarında 3 tane gaz maskesi
Ömrünü tamam etmiş sakiler
Ortalıkta dolaşan budaklı garsonlar
Müziğin
yokluğunu dolduruyordu
Kadınların
Sere serpe
Şen gönüllerinde ki
Şenlikleri
Oynak zarafet içinde
Erkekleri
Yaşama hazırlanan çocuk gibi
Abartılı
3 adam yine oturdu
Kendi başlarına bir masaya
Yüzlerini yıkayan sigara dumanıyla
İçtikçe
Birinin dudaklarından döküldü
Her derde deva
Para
Hiddetinden düştü sıfatlar
coştu sözlerde ki harlar
pusatlanıp fırladı kafada ki şakiler
yumruklar havalandı o an
Kaldırıma düşen
birkaç damla kan
Demiri dağlayan
Ateşin özünde ki har
Geberiyordu
Kafalarında ki güzel hal
Toprak
kokusundan yoksun olan
bu şehir koksun
katran kokusun
25 Eylül 2013
Abdülmennan Aktürk
Kayıt Tarihi : 8.1.2014 23:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (2)