Eylül, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 9. ayı olup 30 gün çeker. Arapça eylûl, Süryanice 'üzüm' anlamındaki aylûl'den (üzüm ayı) gelmektedir.
Hristiyanlar bu aya 'İstavroz ayı', 'Haç ayı' ya da Karadeniz'de değiştirilerek 'İstavrit ayı' derler. Avram Galanti Bodrumlu yaptığı araştırmalar ile Türklük İncelemeleri kitabında Akadlıların altınca ayı olduğunu ve sevinçten haykırmak anlamına geldiğini savunmuştur.
Eylül adının İngilizce karşılığı olan 'September', Latince 7 anlamına gelen 'septem' den gelir. Eylül, M.Ö. 153 e kadar, eski Roma takviminde 7. ay idi.
Bilimsel bir giriş oldu doğrusu..
hani bilinse de olur bilmese de, ayrıntıları severim ben. Bakın Eylül sevinçten bağırmak anlamına da geliyormuş, belki istavrit ayı da olması nedeniyle sevinçten bağırıyorlardır aynı zamanda eskiden ne dersiniz?
üzülüyorum ben eylüle Sonbaharın gözdesi bu ay, yaz bitti, okullar başladı, kışa hazırlıktı derken gümbürtüye gidiyor, Kimsenin güneşin doğuşunu, batışını, martıların süzülüşünü ve rüzgarda yaprakların sallanışını seyredecek zamanı yok. Kışa hazırlıklarla, turşu kuralım, reçel yapalım, dondurucuya paket paket yaz bereketi sebzeleri dizelim derken kaynayıp gidiyor bu güzel mevsim..
…
Eylül serin, Eylül hüzün.
Ne çok yazı yazılmış Eylül e, ama en çok da hüzün ile yan yana... ve ayrılık.
Gemiler daha hüzünlü salınır Eylül denizinde, gözler daha dalgın, her an ağlamaya, boşalmaya hazırdır bu mevsimde ademoğlu. Nedensiz bir hüzün derinden,
Bir senfoni oluşturur doğa, güneş ile bulut, rüzgar ile yaprağın, yağmur ile gözyaşının bestelediği, buruk, hüzünlü bir senfoni!
Her ayak sesi gideninkidir. Eylül’le gelinmez Eylül ile gidilir.
Camları buğu tutmaya başlar evlerin, cadde asfaltlarında ıslak yalnızlık rüzgarları.
Ertelenir aşklar bir başka bahara,,
Akşamlar buruk, eller soğuk,
Her ne kadar Eylül, biten aşkları, ayrılıkları çağrıştırsa da, Oysa yaz aşklarının aksine, kalıcıdır sonbahar aşkları.
Ayaklarımız daha bir yere basar, başımızda kavak yelleri esintisi fırtınaya dönmüş, melankolik bir ifade almıştır yüzümüzde yerini. Coşkularımızı bavullarla birlikte kaldırmışızdır dolaba. Ruhumuzu da kapalı mekanlara almışızdır farkında olmadan..
Ama güzeldir yinede Eylül..
…
Her mevsimin ayrı bir tadı vardır, tek gerekli donanım farkındalıktır aslında. Etrafımızdaki tüm güzellikleri fark edecek kadar yaşam sevincine sahip olmak yeterlidir kanımca. Ekstra şemsiye taşımak gerekir belki evet ama yağmurda ıslanıp bir yere sığınmanın keyfini düşünsenize, paltolar, kazaklar fazla geliyor belki ama dışarıda üşüyüp sonra ısınmanın tadı, karpuzu, kirazı bir süre yemeyeceksiniz belki ama mis gibi kurufasülye, kestane kebapta aratırmı bu tatları..
Ne eylülü! ne sonbaharı ! demeyin, tamam hepimizin hayata dair kaygıları var şüphesiz. Okul taksitleri, ne pişireceğim derdi, bizim takımın durumu bu sene ne olacak, faturalar, ödemeler, trafik, dırdırlar, vırvırlar...
Eylül kışı karşılama komitesi bir nevi.. telaşlarımızla harmanlayıp, Eylül ün keyfinide çıkartalım hani biraz!
Safiye ÜnlüKayıt Tarihi : 20.5.2010 16:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Safiye Ünlü](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/05/20/eylul-339.jpg)
Ne çok yazı yazılmış Eylül e, ama en çok da hüzün ile yan yana... ve ayrılık.
Gemiler daha hüzünlü salınır Eylül denizinde, gözler daha dalgın, her an ağlamaya, boşalmaya hazırdır bu mevsimde ademoğlu. Nedensiz bir hüzün derinden,
Bir senfoni oluşturur doğa, güneş ile bulut, rüzgar ile yaprağın, yağmur ile gözyaşının bestelediği, buruk, hüzünlü bir senfoni!
.........
eylülde bu yazıyı tekrar okuyacağım, kesinlikle sizin gözlerinizle bakabilmek için eylüle..
TÜM YORUMLAR (8)