Çünkü aylardan Eylül...
Bir yol ayrımına gelir hayatlar... Herkesin kendine yeni yollar aramaya başladığı andan beri, her adım geçmişe doğru da atılır, bir kez daha. Kendimizi yeniden yazmaya, yalnızlığa alışmaya doğru çıkılan bir yolculuktur bu. Belki de bu yüzden “ayrılık ayrıldığımız yerde değil” gideceğimiz yerde karşılar bizi.
Rakı masaları kurulacak sonra o kumsala, kadehler başa kalkacak, çok uzaklardan bir kahkaha duyulacak, sahibi bulunmayacak... Sular çekilecek ayaklarımızın altından, kurak bir iklime çıkılacak... Akıl kendini savunacak, yazdan kalan her şeyin hesabını verebilecek; hepsini mi? Belki hayır! Ama ona da akıllıca bir çözüm bulacak, ama Aşk akla hiçbir mevsim uğramayacak...
Çocuklar gibi gülücükler dağıttığımız o sular bizi boğacak, ay ışığı göz yaşlarımıza vuracak, tenin tuzu kuruyacak hatırlandıkça o anlar, nefesler tutulacak...
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Eylül..!
Bitti..!
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta