Hiç kendinize bu tür sorular sorar mısınız? Hani filmlerdeki gibisinden... Komedikten... Hiç ciddiye almayaraktan... Fazla üzerinde düşünmeyerekten... Tüh, işte bunu demeyecektim. Düşünmek mi? ! Toplum zaten yıllardır düşünmekten muaf, daha doğrusu muaf tutuldu.
Yıllar önce bir afiş görmüştüm, "Düşünün, çünkü daha yasaklanmadı" diye. Şimdi kim bu cümlenin doğruluk payı var diye bilir? Düşünmek suç bu devirde biraderim. Fazla düşünme ve hayvani yaşa. Senin ne haddineymiş düşünmek gibi yüce bir eylem? ! Sen fatura düşün, kız düşün, zengin koca düşün, yolsuzluk düşün. Ama sakın "Düşün'me"!
Ben yinekendimi düşünmekten alamıyorum. Yine aklıma olanlar oldu. Düşünmeye başladım yine...
Toplumumuzun korktuğu eylemleri sayabilir miyiz? Biraz düşünme payı isteyip rica etsem? Ben sayayım mı izninizle; düşünmek, yazmak, okumak, konuşmak, hayal kurmak gibi. Halbuki, ne kadar da hevesle öğrenirdik bu eylemleri ve ne kadar da zararsızlardı o zamanlar okul sıralarında. Türkçe dersinin vazgeçilmezleriydi bu eylemler. Hele de "-mak, -mek" yapım ekleri olmadan.
Bu eylemlerden birisi var ki, insanlar onu öldürmek için ellerinden ne geliyorsa yaparlar. "Hayal kurmak". Bir söz vardı "Önce hayaller ölür" diye. Evet, üzelerek itiraf edelim ki, toplumumuz tam bir "hayal kurma" canavarı. Nerde bir hayal görse gamlı baykuş gibi tüner başına. Hemen "Yahu koca adam oldun hala hayal mi kuruyorsun? ", "Biraz gerçek hayata dön istersen.", "Hayat bu kadar toz pembe değil." gibi cümleler kurulur. Hayallerimiz anlamsız bir şekilde dürtükler onları. Ve bir bakmışsınız hayalleriniz de ölmüş, siz de. Ama ne demiş, Yahya Kemal BEYATLI,
"Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar."
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,