Ey, sen Şanlı Bayrak! .2 Şiiri - Akın Akça

Hristiyanlık görüşünü kastetmiyorum ama, Blair'in yapmış olduğunu çok daha öncesinden başarmış biri olarak kendi bünyesince;
Süleyman'ın sağ ile sol'u bir edişi bazen şaşırtıyor.

-

Ilıman günlerinde ılıcak, ne anlam ifade katacak?
(aldı cevabını da canlı yayında.. 75 milyon'un -
o an ne kadarı cam başındaysa- önünde, hala yan gelir yatar, yalancı)
Meymenet yok suratında.
Bir avuç kül Ki küller küllere...
Soğuk, anlamsız,
nobran:
Yok canım, külkedisi olsa böyle mi olurdu?
onun, -o diğer anlam içi anlam'ın- hakkı yenmişti.
Ya Ashes to Ashes from Bowie D.
ve onun yanında kumsalda anlamsız turlayan GöZüKür yaşlı İngiliz hanımı?
Ya işte, takının odunları, bir gece vakti huşuyla! -
Evlerden uyanıp toplanın
- yanlış anlamayın meşale yapacağız çayda çıraları.
Kitaptan satır gösterilmez (kah Nazım kah Darwin)
Diş gösteren teröre veya bağnaz teröre.
Süleymanı dinle bari,
şapkasını kaptırınca geri alır onu
Ve bir millet gitmez.
Burası Türkiye!
Orda varmış, burda varmış, 'Gitsin Arabistan'a'!
Olmaz böyle.
Ninelerimizin, annelerimizin bile
o beyaz-pembe sandukası
top taşıyan haminnelerimiz
besledikleri bebek torunlarıdır onların
(beyaz baş bağcıkları haklıdır belki,
eski usul de güzel olabilir körebe oyunu)
:Türban bilmez, sevgi üretenler -
onu siyasete, siyaseti de devlet yıkmaya adamaz.
Okula, devlet kademelerine, kamu hayatına; yok.
Bir değerler silsilesi laiklik
ama o derece sade.
O, puta tapınanları inançlılardan ayrıştırmaktır.
İnançlıyız der de bazıları,
kafalarını bağlarlar 3,5 yaşındaki bebeleri,
zavallılarınsa haberleri yok -
ne olacaklarından büyüyünce
birer Tayyii Takiyye takunya çift.
Hem kendi kan bağı çocukları; O kızların günahı nedir?
Puta tapınmayı yıkmıştır Laisizm, Saltanat'ı, Hilafet'i, tekke ve zaviyeleri ve
tüm bunların hepsinin ve sayılamayanların ucube mümessillerini.
Aslında (aslında denilmesine bakılmasa ya.. hep bilinen, telaffuza korkulan)
Bu kadar sadedir din ve devlet işlerinin ayrılışı prensibi
[ Hem bilseler,
din için en büyük özgür bırakmaktır bu,
bireyi kendisine, ve kendisine Allah'ını.
Yoksa ne isteniyor:
Putlar yıkıldı
Engizisyon (devrilişi) bir zor işti,
hala el kol ama sadece izleniyor;
Vatikandır 1000 kişilik anakaraya tıkılan -
acımayın,
kendi istekleri.
Düşünün ki
Hilafet kalktığında
bizde de bir Giordano vardı.
(Ve kendi kendini varetti, gerekli bir zamanda filiz vererek;
kendi sonucunu hazırladı,
olayın sonucuna etki.)
Ama onu Çiçek Meydanı'nda yakamadılar -
isteyenlerin de bunu, güçleri yetmedi.
Çünkü sağduyulu insanlarımız asla sessiz kalmadı!
Sessiz toplaşmalar ve genel geçer güruhlar değiliz biz.
Atatürk devrimleri böyle geldi,
onun yanında koşan topçu nineler ve gönül vermiş mehmetçik-
haklı birer şehitlik
Ki/ ama üst üstlerinden geçtikçe duyulan,
kalp sarsıntıları
ile gelen.. yanında olma duygusu...

(İşte, Kurtuluş Savaşı'ndan gelen millet bu!
asla yerinden çıkarılamaz çivileri:
ne kadar uzun, 1000 ya da daha uzun süre mevki ve paraydı amaçları
uğraşmıştı cadı avcıları.
Bir iki kişi çıktı, hem de biri dindar Kopernik:
Kopernick değil, maskesiz -
ah bruno'nun tetikçisi ve Bruno'yla galile'nin zorla tayin eden makus ölüm çıkarttırılan cihadını Galile'nin -
ki ama Galile'yi hapsettiler, bir köşe; Giordano'yu ise, tıpış tıpış Çiçek Meydanı'na...
Ve engizisyon yerle bir.
Kendileri kazarlar,
sadece...
Beş kişi yeter bazen zulmedenlere,
beş parmağın beşi bir olmasa;
yerle bir eder zamanı, o bin yıllık adaletsizliği.
ama üstüne kurar.) ]

Bağımsızlık, Özgürlük.
İçbükey ve dışbükey!

Tutun meşaleleri.
Diş gösterene kitaptan dize,
kutsal sendika işçinin toz bezi hipofiz bezinden (hipotez'den
örnek verilmez)
örnek verilmez
çünkü zaten anlamaz.
Ama belki torununun torunu anlayacaktır:
Ah keşke Fatih'teki 3,5 yaş sınırına şans tanınsa.
O kızlar masum, okızlar gelecek istiyor;
keza sarık takılan
ve cübbeleri etekleri yeri avuçlayan o küçük erkek çocukları da...

(Tren istasyonlarından tekine atanan o sarıklı makinisti kim atadı?
O
kendini yitirmiş.
Bebek avcılarına, bebekken başını bağlatmış olmalı.)

Burası Türkiye'dir Türkiye, asla bu unutulmaya! ! ! ! ! !
Asla unutulmaya Atatürk tek kişiydi ama arkasında koca halkı vardı.
asla unutulmaya, tek elin parmağından az kişinin sonucudur belki Rönesans...
Enerjinin gücü, bedensel nicelik bilmez;
haklının yanındaysa.
Bir göktaşı gelse durdurursun,
çünkü içinde bu inanç vardır;
geri kalanı hikaye.
Yıkmak lazım gelirdi camileri,
insanları zehirlemek için yapılmış olsa;
tabi öyle değil :)

Ortadoğu'yla birleşik, Avrupa'yla yazılmış, Orta Asya'lardan gelen kaderimiz
ama unutulmamalı,
ordan burdan getirilen örneklemelere karnımız tok:
Burası türkiye.
var olan var, koruruz; olmayan, yok, üretiriz, var gücümüz!
(Ümmeti millet'e tercih dışarlananları, dışımızdaki ortadoğu olabilir ancak.
dinle devlet işlerini bölmek değil ki sancak;
ve gene dinle devlet işlerini ayırmak birbirinden,
değil ki belirli yerler dışınca yasaklamak olacak ki oldu, örtünmeyi.
Bazı gerçekler net, kesindir;
diretilirse -ucu- keskin.)

(Birbirimiziniz,
tek ve üniter.
Ben, sen yok.
Hep, sahip çıkmak gerek.)

Ne Avrupa'dan örnekler geçerlidir,
ne Amerika'dan.
anlık Koşullarımız farklı.
Yoktan varedilense, burda da var.

-
hiciv kısımları az mi de bulandırıcı ondan bu konularda pek yazmayacağım artık. sonrakiler şiir olacak
sevgiler tüm dostlara