Ey sen!
Korkma kızmayacağım sana bundan sonra.
Kalbimi benden izinsiz aldığın için
Ama yine de üzülüyorum
Hayallerimi,umutlarımı
Sana geçici bir güzelliğe sattığım için! ...
Ey sen günlerden salı
Aylardan bilmem kaçıncı yıl!
Tek aklımda tutabildiğim bu!
Tüm coşkumu izlemişim derdimin içine.
Yabancılaşmışım birden kendime,
Sevmek sevilmek onlar da ne?
Gecelerim yine dertli,
Gündüzüm kederli.
Esiyor yine
Aklımı bıraktığım yerde kavak yelleri.
Hüzün rüzgarları ise ritim tutuyor
Rövanşını tamamlarcasına.
Çekilip gitsem vurur belki
Dost bildiğim duygularım,
Artık güvenmezler sözüme
Dilime doladığım yanık şiirlerim.
Ey sen geçmişim bu
Geleceğim sen!
Senin içindi içtiğim
Kızıl şerbetler.
Senin içindi geceler boyu
Uykuyu kendimden uzak tutuşum.
Ufkumu karartmam,
Yıldızlara bakmam,
Güneşi karaya
Ayı da kırmızıya boyamam
Yalnız senin içindi..
Bir korku kaplıyor yüreğimi demiştim ya.
Ama farklı bu seferki.
Çünkü... Çünkü... Dirilmeyi ögretebildin
Bana ölmeden önce...
Göz yaşımı çoğu kez papatya diye bastım sineme.
Ey sen!
Yalnızca duygularımla sitem ediyorum sana..
Ey sen böbürlenmek değil amacım
Ama ben olmasaydım
Kelebekler susuz kalmayacaktı göklerde,
Rengini beğenmemiş şafaklar
Dönecekti tekrar eski renklerine.
Israrlıyım.
Ama seni üzmek değil amacım
Eğer ben olmasaydım deliler atamayacaktı
Bin akıllının çıkaramayacağı kuyulara taşlarını.
Dilsizler danışamayacaktı bana
Başları her sıkıştığında.
Enginlere sensiz bakamıyorum.
Çünkü onu da aldın benden habersiz.
Gözlerin darıldı gözlerimin rengine.
Kızıl bir bulut sinsice her yanımı sarıyor.
Ey sen hayal gücümün sınırlarını daralttın.
Artık senden başka birilerini düşünemez oldum.
Öyle uzaksın ki bana
Gözlerimi açınca kala kalıyorum
Yerini hep bildiğim vadilerin arasında.
Oysa söyleyebilirdin bana
Yağmurlarını başka yerlerden aldığını
Ve hep oralardan alacağını.
Ey sen!
Belki ben belki de sen.
Fakat ille de sen.
Sen olmasaydın bilemeyecektim
Karasız gecelerinde sabahının olacağını.
Marmara’nın İstanbul’a uğradığı kıyılarda
O masmavi göğün altında
Ve saatlerin senden habersizce
Ve durmuşçasına ilerlediği anlar da
Ve sensizliğin dalgalarla coşup bir köpük misali Yüzüme çarptığı
O hüzün dolu hülyalar da
Yalnızca seni düşünmüştüm.
Gözlerim belki mavi değildi
Ve ben belki laleler kadar masum değildim
Ve belki karanfiller bile güldüremez yüzümü
Ama anla artık taşıyamıyorum bu hüznü...
Ey sen yedi tepeli şehrin insanı!
Korkarım seni bu şehir elimden alacak!
Bunu bir biri ardına biten sigaralarımdan
Yazamayan kalemimden
Ve bunu hiç bilmeyen kederimden anladım.
Ey sen!
içimde geçmiş iklimlerden kalma bir bahar.
Yaz gelince çiçeklenen bir nar
Ve hiç gelmeyen bir yar var!
Ey sen!
Bin sevda çıktı bu güne kadar yoluma.
İçlerinden sadece birini
Umursadım şu ana kadar...
(Aslında bu mektubdan şiire dönen cümleler bütünür)
Adem KorkmazKayıt Tarihi : 15.5.2006 17:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Adem Korkmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/05/15/ey-sen-4.jpg)
CENK AKSAL
TÜM YORUMLAR (1)