Ey Rengi Kızıla Çalan Narım

Her sabahlara aydınlık, toprağa yaşam taşıyan
Sende ki o tükenmeyen
Sıcak tebessümdür
Yüreklere
Umut yeşerten
Denizlerde ki
Bakire dalgalarda
Vahalarda ki
Rengârenk çiçeklerde
Dünyayı saran
Masmavi gökte
Gökkuşağına dönüşen
Tarih boyu destanlarda
Yaşanmış ya da yaşanmamış
Unutulmayan, ya da unutulan bir sevdasın sen
Hüsnü suratı tüm destanlara konu olan ey güzel yâr

İlkbahar tazeliğiyle gönüllerde, umutlarda
Sevgi tohumuna bürünen
Her an her dem ballaşan
Her an şekerleşen
Narin papatyam
Sabah güneşim
Ey rengi kızıla çalan
Narım
Hoş kokulu ayvam
Gizli bakışları kudretli
Gülümsemesi bir başka
Sıcak olan
Hüsnü suratı güzel yâr
Vebalın şu boynuma olsun, yayla çiçeği gibisin sen

Ey ezilen halkların, gül kokan mutluluk ağacı
Güzelliği muazzam, onur kavgası büyük olan
Kanla besleyenlerin kâbusu
Sömürenlerin düşmanı
Benim yüreğimin
Destanı
Sevda bahçelerin
Çiçeği
Yeri gelince
Sen hep gül-gülüş
Senden yıldızlar
Mehtap
Gün, güneş
Utanır olmuş
Kocaman gözlerinde
Dünyayı gördüğüm
Yürü üzerine
Kahpe düşmanın
Şırnak’ta Van’da
Hazro’dan, Silvan’a kadar
Aydınlığa sevdalı olanlarla
Kapkara ölümcül bulutları
Dağıtanlarla beraber
Hüsnü suratı tüm destanlara konu olan güzel yâr

Mehmet Çobanoğlu
30.08.2017
İstanbul