Harf-i nidâ ile nefsim, dil dökerim ben sana.
Haykırırım gür bir sesle bana duvar gûş eyler
İçimde dumansız ataş ağlar sızlar dem bana
Melekler muharrir heran her adımım hûş eyler
Duvardaki zımbırtının tik tak eder zeng sesi
Yelkovanlar kıskacıyla akrepleri tuş eyler.
Bir dem ki tefekkür gelir keser köhne nefesi
Bir hüzünlü nağme çalar hoş vaktimi loş eyler
Bu minvalle seyr-i sefer koca cihana daldım
Ulu dağlar gören canım, nefsi alıp taş eyler
Uçup nice yollar aştım, bir şahikaya vardım
Deryaya değen gözlerim, beni alıp şaş eyler
Anladım ki pek acizmiş insan denen mahlukat
Ömrümde bu yangın beni sarıp yakıp haş eyler
Bir perdelik sahne imiş meğer ne yakın memat
Molozdan dağ biriktirmiş kırk senemi yaş eyler
23/07/20
Derdi DercanKayıt Tarihi : 8.9.2022 20:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!