Seni terk etmeye kimse edemez teşebbüs
Büyülersin kopmaz ki hiç bağın ey İstanbul
Hınca hınç insanla dolu minibüs, otobüs
Mahşer kalabalığı durağın ey İstanbul
Ağustosta nemli, çaysın Çamlıca da demli
Bütün dünyanın gözü üzerinde önemli
Öylesine büyüksün öylesine görkemli
Görünmez senin ucun bucağın ey İstanbul
Ekmeğinin peşinde koştun ona güvencin
Arılar gibi çalışır ihtiyarın gencin
Hiç bir işi olmasa da aç kalmaz dilencin
Altındır senin taşın toprağın ey İstanbul
Kara gümrüğün çoktur yiğidi ve efesi
Üsküdar, Kadıköy’de oturmaktır hevesi
En yüksek yeridir Aydos kalesi, tepesi
Yedi tepe üzerinde dağın ey İstanbul
Kalabalığı, karmaşası ömür törpüsü
Öyle bir sarmal örümcek ağın ey İstanbul
İki kıtayı birbirine bağlar köprüsü
Avrupa ve Asya da kucağın ey İstanbul
Hep tetikte olmalı gelmez bir an boşluğa
Geç saatlerde rezalet ulaşır doruğa
Sarhoşu, ayyaşı kavgada yumruk yumruğa
Gece tehlikelidir sokağın ey İstanbul
Farklı diller, dinler tek çatıda bir arada
Irk, cinsiyet ayırımı olmaz ki burada
Yak mangalı Heybeli veya büyük adada
Muhteşemdir yakının, uzağın ey İstanbul
Rabbim bizlere mukayyet ol hayırsızından
Örnek oldukça çok solun, sağın ey istanbul
Kendini kolla kapkaççısından hırsızından
Elbette çoktur senin tuzağın ey İstanbul
Yüzyıllar ötesinden gelir senin tarihin
Saymakla bitmez nadide, müthiş eserlerin
Dünyanın her yerinden var gelen ziyaretçin
Her daim senin altındır çağın ey İstanbul
Fatih, Sirkeci, Eminönü senin merkezin
Alışveriş için değişmeyen tek adresin
Bir gün mutlaka bir işi düşecek herkesin
Onlar senin gözün ve kulağın ey İstanbul
Tarih: 07-08-09/09/2016=================
Sadık YılmazKayıt Tarihi : 10.9.2016 11:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri yazmam 3 günümü aldı ama değdi diye düşünüyorum. Tabi ki taktir sizin
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!