Gerinip yatmışsın, gökkubbenin altında
Esnemek bile sana zor geliyor.
Çık seyrane, gez dünyayı, gör alemi
Atalar demiş ben demedim
Çok gezen mi bilir yoksa çok yaşayan mı?
Bırak bu boş işleri, gel sen kendini tanı!
Hadi oradan bunak
İnsan kendini tanımaz mı?
Diyen pek çok bu alemde
Hiç insaf kalmamış ben-i ademde
Sen kendini tanıyordun madem de
Ne diye oradan oraya sıçrar durursun.
Dinin kadın, mezhebin fiyaka, Allah'ın para
Hani bir ara, başın düşünce dara
Gökte ararsın rabbini, açarsın ellerini.
Elhamı eskitirsin manasını bilmeden,
Fetva verirsin kıçını silmeden...
Mekanlardan münezzeh Allah'ı zül-celal
Sanki lazım olunca kullanırım dediğin mal.
Peki! be mubarek zevat-ı muhterem
Tuzun kuruyken, başın hoşken, neşeliyken
Neden geçmez Resulallah zihninden.
Yoksa bir kez olsun tefekküre mi daldın;
Daldın da, O umman-ı kübradan bir zerrecik mi aldın.
Ama heyhaaat.
Sen daha beni dinlerken uyuyakaldın.
Uyan be hey insanoğlu uyan
Kalmadı senden başka duymayan
Koca evrende bu emri ilahiyi
Yıkıldı gökkubbe, dağlar, okyanuslar inliyor.
Vallahi ve billahi...
Tayfun Mutlu
Bahçelievler - İSTANBUL
Kayıt Tarihi : 28.11.2006 12:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!