Gönlümün baharına hazan vurdu sesinden
Kar çiçekleri düştü sılanın heybesinden
Üşüdü dört bir köşem buz bağladı yönlerim
Her adım eşiğinde küllendi söndü ferim
Yağmurlar kıyısından geçtim tende har çığlık
Bu ne dinmez fırtınaymış can bu nasıl ayrılık
Denizlerim köpürdü bir damla gözyaşında
Masal kuşlarım sarhoş bahtımın yakışında
Yıldızları kaybettim güneşin doğuşunda
Prangalı hürriyete esir kaldı düş heyhat
Sisli geceden ses ver ey hüzün yüzlü cellât
Gittin kendimden geçtim çöl çağrısına uydum
Bedevi bir mehtabın ürpertisini duydum
Yol eyledim gözlerini bildim dönmeyeceğimi
Savurdum serabına yaralı yüreğimi
Kum tanelerinde gördüm efsunlu suretini
İmbatlar fısıldadı yakıcı kudretini
Yandı bıçak sırtı zaman yanıverdim sonra
Ellerimle kervanlar sürdüm ak bulutlara
Kanlı ipekten sancaklar çektim hudutlara
Gülkurusu ezgilere döndü aşk-ı vuslat
Sisli geceden ses ver ey hüzün yüzlü cellât
Kayıt Tarihi : 13.2.2011 22:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!