Yüzünde sahiden acılar olan kadın
Yurdundan sökülen ve solan bir ağaç gibi
Ve hüzün bir tek ona yakışırmış gibi
Geçmişin ve geleceğin kuru yapraksız günlerini bekler gibi
Duruyordu orada orada yapayalnız
Üzerinde mahzun mahzun bir kırmızı
Sırtında daha anasından doğarken devraldığı
Binlerce yılın acısıyla ve soyluluğuyla duruyordu orada
Duruyordu duruyordu hüznü orta yerde
Ama namuslu
Ama çırılçıplak
Acısı içinden taşmış
İçinde yıkılmış nice kaleler ve kapılar
Bin yaşında olmalı şimdi
Bin yaşama yükü omuzlarında
Kaybolmuş bir zamanın yaşı saçlarında
Ve saçlarını örten güllü örtüsünün üstüne sinmiş
Sinmiş sinmiş sinmiş
Diri canlı bir yaprak dökümü
Öne düşen alnında
Sanki gizli bir gurur
Sanki zamana bir sitem
Ve sanki neden diye içinden
İçinden ama içinden usulca
Utanarak bir sesleniş gökyüzüne
Sonra bir özür özür özür bilmediği bir dil ile yakarış
Düşük her şeyi yaldızlayan şehre inat
Düşmesini bilmeyen kadına bakıp
Ayırmadan gözlerimi uzun uzun kadına bakıp
Ve kadına kadına bakıp
Haykırıyorum haykırıyorum haykırıyorum
Ey hüzün
Ey hüzün anayurdum benim
Kayıt Tarihi : 28.8.2019 10:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!