EY HÜZÜN
Ne kimse sevdi senin kadar,
Ne de kimse anladı beni.
Nasıl anlamışsan ruhumu ey hüzün,
En onarılmaz yanlarımdan vurdun hep.
Canı saran ten gibi beni, sardın hep.
Ruhumu naif bilip;
En sevdiğim kadından ettin mahrum.
Onun içindir ağladım, sessiz sessiz nice geceler.
Annem için şiir oldu nice heceler.
Ey hüzün,
Babalı babasız bıraktın beni,
Bir sigara içimlik zamanım,
Bir ömre oldu mahkûm.
Üvey evlat muamelesi, gördü bu adam.
Ey hüzün, erdi mi göklere başın söyle!
Bir öğrenci çocuk erirken yavaş yavaş böyle..
Sahte sevgilerle hemhal, ettin beni.
Ben bildiğim benlikten bile ittin beni.
Şimdi şiir yazsam şiirlerim mahzundur,
Müzik dinlesem ney hüzün.
Her bir yerimden vurdun beni ey hüzün.
İşte itiraf ediyorum ey hüzün,
Sevmedi hiçbir şey senin gibi özden beni.
Üvey gördü herkes, belki de bu yüzden beni.
Alanya’dan göçmüş diye yıllar önce dedem,
Konya’da Yörük dediler itip kakıp.
Manavgat’a geldim, Konyalı dediler kimliğe bakıp.
İmam hatipte okudum diye üvey vatandaş oldum.
Sigara içtim diye üvey evlat.
Gel de içimden bu üveylikleri kolaysa sen çıkar, sen at.
Ey hüzün,
En iyi sen bilirsin ki bu kadar hüzünle,
Bu kadar seninle yaşamaktır en büyük sanat.
Her yanı üveylikle sarmalanan ruhumu kim neyler?
Sevdaya bile üvey oldum,
Aşka zaten yabancı.
Ne kadar insan tanımışsam ya sahteydi,
Ya da yalancı.
Ey hüzün, bir sensin gerçek.
Her şeyin üveyi olsam da, bir tek sensin öz bana.
Ey hüzün, bende mi gözün?
Bırak beni artık...
Sen de verme, yüz bana.
Mustafa EROL
Eğitimci-Yazar-Şair
Kayıt Tarihi : 12.10.2017 19:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!