Ey Hercai Rüyâlar Yaşatan Kalbimin Sebebi

Unutmak mı! Mümkün değil bundan sonra
Kayda giren demirbaşlar gibi içimdesin
Demirbaş dediysem; kayıtlardan düşer sanma
Hiç kayıttan düşmeyecek biçimdesin
Ey hercai rüyâlar yaşatan kalbimin sebebi
Aydınlığın muştusunu sende buldu bu yürek
Fırtınalı sularda kürekler çekti aşkın uğruna
Sen ki; uzaklarda kavuşacağım sevda göçündesin

Ebrulu sularından muştuların gelse de
Suçundayım yanarım, suçumdasın yanarsın
İçim içime sığmaz, iki kelamını duysam
İki kelâm etsem sevdadan yana sende kanarsın
Niçin seçti ki kurşun kurşun bizleri felek
Ağına düşürdü, girift bilmecesinin sırrına
Bilmiyorum şerre mi bu hâl; yoksa hayra mı
Varsa bir bildiğim; andığım kadar, sende beni anarsın

Ancak âşıklar bilir hüzün dolu anların hükmünü
Hasretliğin fetretini yalnızca âşıklar anlar
Fırtınalı sulardaki feryatların bedelini
Anlayamaz bu dünyada âşık olmayanlar
Nâra düşer, dâra düşer, hâra düşer de âşıklar
Aşka dâir ne varsa çekerler bağırlarına
Tabip aramazlar, yârdan gayrı olmaz diye
Gerçek âşıklar ki, güller solsa; onlar hiç solmayanlar

Ey hercai rüyâlar yaşatan kalbimin sebebi
Umut yok; beklesek de, yakıp kavursak da canları
Düştük aşılmayan dağlara, nafile bir çabadayız
Ama aşktan gayrı ne yaşatır, bize böyle heyecanları
Bu heyecanlar ki macera değildir, günübirlik yaşanan
İçimizde Yusuf ile Züleyha’dan izler var
Yusuf’un sabrı, Züleyha’nın arzusu şavk vurur
Doğurur içimizde türlü türlü heyelanları

Gülneva bir ezginin kanatlarında uçurursun beni
Tamburumun tellerine vursam hicranlar göğe savrulur
Sen vuslat şarkılarını döktürürken dilinden
Hüzzam ağıtların mısraları içimde kavrulur
Yâr! Yâr! Onulmaz sevdasına beni esrik eyleyen yâr!
Çağırırsan da limanına, limanında depremler var
Ne yapsam ki, çıkılmaz bir sokaktayım yapayalnız
Her gün gönül binam, hışım hışım üzerime yıkılır